doların neden dolar olduğunu anlamadan cevap verilemeyecek bir soru.
peki dolar neden dolar.
bin dokuz yüz kırk dört yılı. ikinci dünya savaşının sonları. avrupa savaşta. asyanın doğusu savaşta. amerika da savaşta bir şekilde. ancak coğrafi avantaj ve birtakım doğru öngörüler sonucu. amerika silah üretiyor. silah dediysek. savaşta kullanılabilecek her türlü ekipman. uçak. silah. kask. bere filan. ve tabii bunca yıl savaşmayı hiç beklemeyen avrupaya bunları satıyor. sonra gün oluyor. sular hafiften duruluyor. amerika diyor ki. şu silahların bir bedeli vardı. onları alalım artık. e tabii savaştan ağır kayıplarla çıkan avrupada para yok. biz diyorlar. para vermeyelim de. altınla ödeyelim borcumuzu. amerika da tamam diyor. nihayetinde. değeri olan her şey. ticarette kullanılabilir. zaten uzun yıllar sömürü üzerine gelişen avrupada o zaman dünyadaki altının büyük bir kısmı bulunuyor. bunlar da silah karşılığında amerikaya aktarılıyor.
sonra tabii. kasası altınla dolan amerika diyor ki. benim paramı kullansın herkes. çünkü karşılığında verebileceğim altın var. sizi asla mağdur etmem. bir mübadele aracından başka bir şey olmayan dolar. o zamanki ahval ve şerait uyarınca da. ciddi şekilde güven kaynağı oluyor. uluslararası piyasaya hızlıca yayılıyor. tabii savaştan çıkan bütün uluslar tedirgin. deli gibi makinalaşıyor. e buna enerji lazım. hemen uluslararası bir enerji kaynağı bulalım. o da petrol olsun. e bu petrolü kim kontrol altında tutup. fiyat endeksi oluşturacak. onun için de bir uluslararası örgüt kuralım. üretici ile tüketici arasındaki dengeyi sağlasın. ama o zaman için eşsiz enerji kaynağının fiyatı da dolar üzerinden olsun. neden çünkü. bir şey olursa karşılığında altın var. onu alırız. mantıklı. böylece neredeyse bütün devletlerin kılcal damarlarına kadar dolar işliyor.
e tabii. bu durumu gören amerika durur mu. sürekli dolar basıyor. satın alıyor. tüketiyor. satın alıyor tüketiyor. modern bir sömürü aygıtı oluyor dolar. sonra devletler bir bakıyor. her şeylerini satmışlar. kasalarında dolardan başka bir şey yok. bari diyorlar dolar değerini korusun. çünkü dolardan başka bir şey yok ellerinde. bu da herkese mantıklı geliyor. ulusal bankalar fiyat endeksini dolar üzerinden yapma kararı alıyor. neden çünkü. güvenmek istedikleri bir şey var. piyasalardaki güven filan diyorlar ya. işte tam olarak o. insan tabii. en yakınındakine ya da sahip olduklarını güvenir. ya da sahip olduğunu sandığı. inandırıldığı şeylere.
bu hikayeler ve pek tabii daha reel gerekçelerle beraber. dolar demek. satın alabilmek demek haline geliyor. yani limitsiz bir kredi kartı. herkes bunun değerini koruma peşine düşüyor. çünkü herkesin kasasında bir miktar dolar bulunuyor. kimse yoğurdum ekşi diyemeyeceğinden dolar alıp başını gidiyor. yani kırk dört yılındaki o altınlar ne ise. bir bakmışız. dolar o altınların yerini almış. yani senin kasanda ne kadar dolar varsa. o kadar para basabilir hale geliyorsun. piyasaya güveni dolar veriyor artık. altını filan unutuyor insanoğlu.
işte sen devletsen. ve amerika değilsen. doları ancak bir şey satarak tedarik edebilirsin. tedarik ettiğin dolar kadar para basabilirsin. diyelim ki yıllık yüz dolarlık şey satıyorsun. yüz miktar da kendi parandan satıyorsun. bu durumda kendi paran bir dolara tekabül eder. ama sen elli dolar kazanıp yüz miktar kendi parandan basmaya devam edersen. doların değeri iki yüz bölü yüz elli miktar senin parandan etmeye başlar.
yani demem o ki. dolar kazanmadığın sürece dolar yükselir. çünkü bütün piyasalar dolara inanmış. dolar da dolar diye dolaşıyor ortalıkta.