Ülkü kavramının ne olduğunu bilmeden; ülkücüyü içindeki kinle karıştırıp tahayyül etmeye çalışan aciz kişiliklerin sırf bok atabilmek için kullandıkları başlık.
Ders 1:
Ülkücü; ülküsü olan, bu uğurda didinen, ülkesini çok seven, onun lehine olan herşey uğruna canı pahasına savaş veren, onun aleyhine olan herşey için de en büyük korku kaynağı, en büyük düşman olan ve bununla gurur duyan bir avuç topluluktur. Ülkücü lise önünde, sağda solda ona buna bulaşan aylak it sürüsü değildir. Ülküsünü bilen adamlardan bahsedilmektedir.
Ders 2:
Ülkücü faşist değildir. Faşizmin en büyük düşmanıdır. Faşizmin bu ülkenin en büyük sorunlarından biri olduğunu, faşizmin her türlüsüyle sonuna kadar savaşmak zorunda olduğunu aklından asla çıkarmaz. Nedense faşizm hep Türklükle, ülkücülükle bağdaştırılmaya çalışılan bir olgudur ama asıl faşist onlarca yıldır dağda Türk kanı akıtmak için savaşan bir avuç leş kargasıdır. Bunlar sözde Kürtçülük davası adına kan dökerler. Bu çapulculara ağzının payını veren, hakettiği cezayı kesen Türk ordusu, Türk Devleti, Türklük sempatizanı bütün örgütler, Türklüğü seven her gurup da sırf Pkk düşmanı olduğu için faşistlik yaftasıyla suçlanırlar.
Pkk ırkçılık güdüsü için kurulmuş bir terör örgütüdür. Bunun için sivil halkın canına kasteder. Türk devletine düşman kesilir. Bu durumda asıl faşist Pkk'dır, Pkk sempatizanı olan, hangi ortamda olursa olsun Pkk'yı savunan herkestir.
Ders 3:
Aklı başında hiçbir Ülkücü asla bir Kürt kardeşine sırf Kürt olduğu için düşmanlık etmez. Sırf etnik kökeni için hiçbir insanı yargılamaz. Sırf Ülkücü olduğu için kendisine faşist damgası vurulduğu halde...
Bu durumda yukarıdaki yazılardan bazılarında görülen düşmanlık, topyekün karalama düşüncesi tamamen demagojidir.
Türklerin bu ülkeye verdiklerine gelince...
Bu ülkenin adı Türkiye Cumhuriyetidir. Anayasasında da belirtildiği gibi bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlanmış herkes Türk Vatandaşıdır. Türklerin bu ülkeye verdiği en büyük şey, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olan herkese eşit haklardır. Bu ülkede herkes en az benim kadar vatandaştır. En az benim kadar * sağlık hizmetinden faydalanma hakkına sahiptir. Ben sağlık hizmetinden faydalanabilmek için her ay bu devlete vergi ödemek zorundayken, * birçok insan devlete hiçbir katkı sağlamadan aynı hizmetten aynı kalitede faydalanmaktadır. Herkes en az benim kadar eğitim görme hakkına sahiptir. Kimse çocuğunu ilköğretim okuluna göndermek için bir bedel ödemez *. Herkes benim kadar ülkenin her kademesinda görev alma hakkına sahiptir. Biri devletin herhangi bir kademesinda kamu görevlisi olacakken etnik kökeni dikkate alınmaz. Aldığı eğitim ve konu hakkındaki yeterliliği esastır. Herkes benim kadar oy verme, kendini temsil edecek insanları seçme hakkına sahiptir ki bu dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar serbest değildir. Dünyanın demokrasiyle idare edilen bütün ülkelerinde vatandaşlar oy kullanma hakkına sahiptir ama Devlete aleni düşmanlık eden bir terör örgütüyle açıkça bağı olan bir siyasi oluşuma izin verilmez. Bu anlamda Türk Demokrasisi dünyanın en özgür demokrasisidir.
Dolayısıyla Türklerin bu ülkeye katkısı bu ülkeyi ülke yapmaktır. Bu ülkeyi ülke olmaktan çıkarıp abd eyaleti statüsüne sokabilmek için götünü yırtan piç kuruları, elbet gün gelir ne halt ettiklerini anlar. O zaman kendi aşağılıklarının farkına varırlar. işte o zaman pişmanlık yasası diye bir şey olmayacaktır. Tek yasa hak edene hak ettiği ceza kesilir yasası olacaktır.
