bir zamanlar(hangi zamanlar hatırlamıyorum, bir zamanlar işte)kavanozun içindeki kibrit çöplerini oynatabilen bir rus çocuktan bahsediliyordu. çocuğu bir şehir efsanesi sanıyordum ki, daha sonra o çocukla the matrix'te kaşıkları eğip bükerken karşılaştık. wachowski kardeşler'le aynı şehir efsanesini paylaşmışız diyerek, şu kolektif esinlenme alanının varlığına bir kez daha şahit oldum. (bence böyle bir çocuk gerçekten de vardı. abd aldı bu çocuğu betatronla beynini sulandırdı. sonra da ekonomik kriz çıktı. hah! buyur...sen misin zavallı kel bir çocuğun ahını alan. beter ol)
aklıma bir de şu geldi editi: uri geller bir sahtekardır. alnına sürdüğü bir kimyasal maddeyi daha sonra oradan çaktırmadan alıp kaşığa sürüyor, sonra da kaşık yamuluyor, kırılıyor falan. yalaan.