*4- karşıt ilkelere tapmak: kıyaslamalar insanları maddi anlamlardan manevi anlamlara geçirdiler. iyilik getiren tanrılara bilgi, temizlik,
erdem melekleri; kötülük getiren tanrılara da cahillik; günah, kabahat zebanileri denilmeye baslandı. tanrıların özleri birbirlerine uymadıgından tapınma ikiye bölündü. iyi tanrılara yapılan sevgi ve sevinç tapınmasıydı, kötü tanrılara yapılan korku ve ıstırap tapınmasıydı.
düşüncem: sosyal etkileşimin genişleşmesi sebebiyle insan davranışları artık iyilik - kötülük ekseninde değerlendirilmeye başlandı. bu sebeple sosyal bir etken olan tanrı düşüncesininde bu anlamda iyilik - kötülük ekseninde isimlendirilmesi de pek akla mantığa uygundur. özellikle bbu konuda avesta hatırı sayıla bilecek bir yer işgal etmektedir.
5- mistik büyük yargıca tapmak : yolculuktan dönen fenike gemicileri, okyanusun öbür ucundaki ölümsüz bahar ülkelerini, kuzey bölgelerinin ölümsüz gecelerini anlata anlata bitiremiyorlardı. iste cennet ve cehennem düsünceleri bu hikayelerden dogdu.
yüzyıllardan beri öldükten sonra ne olacagını kendi kendine soran insan, bu yerlerde yasayabilmek düsüncesinden hoslanıyordu. böylelikle sevgili ölülerini barındıracak bir yer de bulmus oluyordu. sonsuz bahar ülkesi çekiyor, sonsuz karanlık ülkesi korkutuyordu. su halde iyiler birinciye, kötüler ikinciye gitmeliydiler. bundan da tanrı tüzesinin (adaletinin) insanların tüzelerindeki yanlısları düzelttigi düsüncesi
dogdu.
eleştirim: öncelikle cennet ve cehennem gibi daha derinlemesine işlenmesi gereken bir olguyu bu kadar basite indirerek hikaye biçiminde bizlere sunmaları bilimsellikten çok daha uzaktır. yalnız okyanusun öbür ucunda bulunanların cennet ve cehennem olgusunu nasıl keşf ettiğini merak etmekteyim.
bence yeterli bir düşünce değil.
öncelikle cennet ve cehennem gibi bir olayın eski insanlık tarafından keşfedilmesi için ölümden sonra ki hayat denilen metafizik olaya inanclarının tam olması gerekir.
6- evrene tapmak: insanlar giderek üstünde yasadıkları yeryüzünü tanımaya basladılar. dünyanın çapı ölçüldü. bu çap, bir
kocaman pergel gibi göklere açılarak göklerin akıllar durdurucu, sonsuz yörüngeleri hesaplandı. dünyanın evren içindeki küçüklügü meydana çıktı. tanrı düsüncesi önce dünyadan, sonra günesten koparak bütün evrene yayıldı. evren tanrı, nedenle sonucu, etkenle edilgeni, güdücü ilkeyle güdülen seyi kendinde toplayan çok daha büyük, çok daha yaygın bir varlık olmalıydı.
düşüncen: yani insanoğlu kosmosu keşetti. ve hala bugun bile evrenin sonsuz mu veya sonlu olduğu üzerinde tartışıyor. bingbang teorisine göre bu evrenin bir sınırı var ve bu evren büyümektedir. fakat aynı zamanda evrenin tabiri caizse duvara dayanmamız veya ulaşmamız onun sonsuz olduğunu göstermez. onun geirisi nedir? binlerce kilometrelik gazlardan oluşan duvar. ya o binlerce kilometre sorudan sonra ne var? sınırsız. herşey sınırsız.
7- evrenin ruhuna tapmak: sonraları etkenle edilgeni, nedenle sonucu, güdücüyle güdüleni tek varlıkta birlestirmeyi dogru bulmayarak
bunları birbirlerinden ayırdılar. her türlü kıyaslamaları ancak kendi varlıklarına bakarak yapabildikleri için, evrenin güdücü ilkesine cin, akıl, ruh adını verdiler. tanrı da, evrenin kocaman gövdesini hareket ettiren, bütün varlıklara dagılmıs yasama ruhu oldu. her varlık, büyük varlıgın bir parçasını tasımaktaydı. bu parça, ates ya da tözdü
eleştirim: öncelikle evrenin ruhuna tapmak gibi basit ve çok derin anlam ifade etmeyen bir isim kullanmalı ancak bilincli empoze anlamı taşır.
dünyanın büyüklüğü karşısında şaşkına dönen insanoğlu aynı zamanda metafiziğin farkındaydı. ruh kelimesi artık ona hiç yabancı değil. ve bu anlamda insanoğlu bütün bu evrenin yaradıcısının görünmez birşey olduğu konusunda hemfikir olmuş olmalı. fakat bu meta aleminde ki yaradana bir çok farklı isim verildi.
8- büyük işçiye tapmak: matematik ve fizik gelisiyordu ama, insanların büyük çogunlugu bilgisizdi. bu yüzdendir ki bilginin getirdigi
bilimsel deyisler, çogunlugun elinde bayagılasıveriyordu. böylelikle evrenin herhangi bir makineden baska bir sey olmadıgı ileri sürüldü. bir makine de kendi kendine yapılamayacagına göre, herhalde bunun bir isçisi olmalıydı.
eleştirim: katıksız materyalist bir empoze yorumu. hangi devirde insantopluluğu makineleşmiş dünyaya ve büyük işçiye tapmaya başladı. yakın zamanalarda böyle bir düşünce sahibi topluluk varsa o zaman niçin maradona kilsesine tapmak gibi bir başlık açmadınız. zira maradona tarafdarıda az değil.