tengir budun adlı yazarın
(bkz: #41793401) burada yazdığı hataları düzenlemek istiyorum.
uzatmamak için ayestefanos, berlin, kıbrıs konularına girmeyeceğim hemen arnavutluk'da yaşanan olaylardan başlayacağım , aleyküm selam.
1. prizren birliği berlin antlaşmasından sonra değil önce kuruluyor. 10 haziran 1878de yani berlin kongresi'nin başlamasından 3 gün önce. ve kongrenin ilk günü günü olan 13 Haziran 1878 tarihinde ingiliz heyeti başkanı Lord Beaconsfield‟e muhtıra yollarlar. bu muhtıra konusuna bir daha dönceğim. prizren birliğinin kurucuları ise ayestefanos antlaşmasının kararlarını boşa çıkarma mücadelesi adına daha önceden bir araya toplanır faaliyete başlarlar. nisan ayında toplantılar yaparlar, mayısta Arnavut Halkının haklarını Savunma Merkez Komitesi adı altında bir komite teşkil ederler ve saire.
2. müşir ali mehmet paşa'nın gönderilmesi konusuna gelelim. müşir ali mehmet paşa isyan yatırmak için gönderilmemiştir. müşir ali mehmet paşa oraya yeni arnavutluk ve karadağ sınırlarının tesbiti ve toprakların tahliyesinin temini için gönderilmişti. [bu kaynaktan baka bilirsin Süleyman Külçe, Osmanlı Tarihinde Arnavutluk, izmir Yayınları, izmir, 1944, s. 256]. müşir ali mehmet paşa bölgeye 19ağustos 1878 tarihinde gönderilmişti antlaşmadan 1 ay sonra, bu tarihte henüz yatırılacak bir isyan yoktu, öyle tengir beğin anlattığı gibi karadağlılar defalarca savaşmışlar, 3defa ard-arda yenilmişler nota göndermişler osmanlı da müşir paşayı yollamış falan diye bir şey yok. daha 1878 ağustos ayı sınırlar tesbit edilmemiş ne isyani ne notası ya hu. bir de novsice savşında karadağ yenildi, nota verdi biz de müşiri yolladık diyor. müşır paşanın ölüm tarihi 6 eylül 1878, novsice savaşı ise 4 aralık 1879da yaşanmış.
bir başka kaynak daha vereyim. "Kosova’ya kadarki Türk-Karadağ sınırlarını tesbit etmek üzere Bab-i Ali tarafından, Mehmed Ali Paşa Arnavutluk’a gönderilir. Mehmed Ali Paşa, 19 Auğustos 1878’de Prizren’e gelir ve 27 Auğustos’ta Prizren’de Arnavut beyleriyle bir toplantı yapar. Beyler de, zahiren Berlin Anlaşması’nın Plav-Gusinye ile alakalı kısmını kabul ederler. Mehmed Ali Paşa, Buradan Cakova’ya gider ve burada 6 Eylül günü birkaç bin Arnavut tarafından saldırıya uğrayarak, öldürülür" [Peter Bartl, Milli Bağımsızlık Hareketleri Esnasında Arnavutluk Müslümanları 1878-1912, Bedir, istanbul 1998, sayfa 204]
3. Şimdi gusinye ve plava kasabaları konusuna geçelim . Bu bölge karadağın kontrolüne 1913 yılında balkan savaşından sonra geçer, osmanlının gelip isyanı yatırmasıyla değil.
o bölge savunulur novic-velika savaşı olur daha sonra 8ocak 1880'de pepiç çarpışması olur karadağlılar yenilir. ve bunun üzerine berlin kongresindeki devletlerle osmanlı arasında görüşme olur.
bir metin atayım "Berlin Kongresinde italyan temsilcisi olan Kont Corti bir anlaşma teklif eder: Karadağlılara Plav –Gusinje yerine, Cem hattında, Katolik Gruda kabilelerinin üçte ikisi ve Hot ile Kelmendi’nin bir kısmı verilmeliydi. Fakat bu plan da Kuzey Arnavutluk’un Katolik dağlı kabilelerini kararlı mücadelesiyle karşı karşıya kalır. " [Peter Bartl, Milli Bağımsızlık Hareketleri Esnasında Arnavutluk Müslümanları 1878-1912, Bedir, istanbul 1998, sayfa 205]
yani avrupalılar bu müslüman bölgesi yerine katolik bölgesi verin diyorlar buna da arnavutlar yine itiraz eder. daha sonra nolur? yeniden görüşülür bu sefer de ülgün limanını karadağa verin derler. ülgün limanı da zaten kuşatılmış durumda. tengir beğin bahs ettiği nota da bu zaman verilir ve karadağ değil, berlin antlaşmasındaki avrupa devletleri tarafından verilir, izmirin işgaliyle de tehdit ediliriz. artık ülgünü vermek'ten başka yol yok zaten. arnavutlarla abdülhamidin arası bundan sonra bozulur
önce prizren birliğiyle ilgili bir az malumat vereyim. birlikte iki akım hakimdi. muhafazakar kesim ve milliyetçi kesim. milliyetçi kesimde müslüman arnavutlarla yanaşı hırıstiyan arnavutlar da vardı. Yirmi sekiz kurucu üyesinden onu Müslüman, dörtü Katolik ve on dörtü Ortodoks oluyordu.
muhafazakar kesim abdülhamid tarafından destekleniyordu, abdülhamid tarafından finanse de ediliyordu [bkz: K. Yasame, Ottoman diplomacy- Abdülhamid II and the Great Powers 1878-1888, The ısıs press, istanbul, s. 76], hatta daha sonra Abdülhamit tarafından Bosna-Hersek’in Avusturya’ya karşı savunulmasında bu birlik üyesi Arnavutlar kullanılacaktı. [bkz : George. Gawrych, The Cresent and Eagle, Ottoman Rule, Islam and albanians, 1874-1913, I.B. Tauris,London-New York, 2006 s. 61
] .
osmanlının ülgünün karadağa verilmesine razı olmasından sonra birlik'teki muhafazakar kesim (zaten zayıflıyorlardı) artık saf dışı kalıyor, 1880'in eylül ayında osmanlı ve arnavutlar arasında ilk çatışma yaşanıyor. abdülhamidin merkeziyetçi siyasetiyle fikirleri artık tamamen çatışır.
A Fraşeri önderliğinde arnavutlar geçici hükumet ilan ediyorlar, bölgedeki osmanlı memurları makamlarından uzaklaştırılır, geçici arnavut hükumeti yönetimi ele alır. [bkz :George. Gawrych, The Cresent and Eagle, Ottoman Rule, Islam and albanians, 1874-1913, I.B. Tauris,London-New York, 2006 s.120]
Sami Fraşeri, Şubat 1881’de De Rada’ya gönderdiği mektupta, Osmanlı-Arnavut ilişkilerini kopma noktasına getiren sebepleri sıraladıktan sonra şöyle diyordu: Prizren komitesi son üç yıldır sürekli olarak Arnavutluk’un tek bir özerk vilayet halinde birleştirilmesini istedi. Ama imparatorluk (yani Osmanlı devleti) onları vaatlerle aldattı. Arnavutlar, artık imparatorluğun kendileri için hiçbir şey yapmak istemediğini anlamış durumdalar. Bu durumda Prizren Komitesi Arnavutluk’un özerk veya tam bağımsız olarak birleştirilmesini uygun görmüştür. [a.sinno Osmanlı’nın sancılı yıllarında Araplar-Kürtler-Arnavutlar 1877-1881, Salenge Yayınları, istanbul 2011, s.189]
prizren bölgesi osmanlının kontrölüne bir de 1881 yılının nisan ayında giriyor [Peter Bartl, Milli Bağımsızlık Hareketleri Esnasında Arnavutluk Müslümanları 1878-1912, Bedir, istanbul 1998, sayfa 213]
konuyu merak edenlere bunu da not edeyim prizren birliği geniş bir konudur , sözlükten anlayacak kadar basit bir şey değildir. yukarıda bahsettiğim arnavutların daha 1878de ingilizlere yolladıği muhtıra metni'ni atayım buraya
" Arnavutlar Berlin‟de temsilcisi olmayan tek Balkan halkıdır. Müstakil
hükümetleri olmadığı gibi Osmanlı hükümetleri tarafından da temsil edilmemektedirler. Arnavutların kendi milli karakterleri,gelenekleri ve hususi dilleri vardır…Arnavutlar kendi başlarına bir millettir. Çeşitli dinlere sahip olmakla birlikte, müşterek vatanlarını asla unutmamışlardır…Karadağ,Rusların Adria‟daki bir ileri karakolundan başka bir şey değildir. Bağımsız bir Arnavut devleti ise Slav istilasına karşı bir set olacak ve Batı Avrupa‟nın müdafaası için faydalı olacaktır."
yani gördüğümüz gibi birlik kurulduğundan bu yana bağımsızlık fikirleri de vardı. ingilizle kabül etmez sonra avusturya macaristana baş vururlar ve sair hatta ingilizlere "balkanlardan osmanlının çıkarılması" pilanı sunarlar.
avrupalılarla anlaşamadıktan sonra osmanlıya bağlı kalmaları maslahat gereği yapılan bir şeydi diye biliriz. fraşeri bunu kendi kitabında anlatır, özetle şöyle der "maslahat gereği osmanlıya bir süre bağımlı kalıp topraklarımızı yunan ve sırplardan koruyalım sonra osmalının balkanlarda sonu gelicek, o an bağımsızlığımızı gerçekleştiririz" [bkz: Sami Frasheri, Sqiperia, ç'ka qene sayfa 81]