"hiç boşluk bırakmadan, durmaksızın yukarıya, hep yukarıya doğru, dürbünlerimizin menzili dışına çıkana değin, eklene eklene yükselen bir yaşamın üzerine eğilirsek, vicdanımız bir daha rahat yüzü görmez. ama vicdanda böyle geniş yaraların açılması hiç de fena değildir; böylece her ısırığa karşı daha duyarlı olur. yalnızca insanı ısıran ve iğneleyen kitaplar okunmalı okunacaksa. eğer okuduğumuz kitap, kafamıza vuracağı bir yumrukla bizi sarsmazsa neden oturup okuyalım o kitabı?..."
daha yirmi yaşındayken içimizdeki "donmuş deniz"den söz eden. yine de kendisini "bekleyen bir çocuk. yelkenli"ye benzetirim. istemiyor bitsin. bitmedi.