Bir anım var içimden anlatmak geldi, sıkılmayacaksanız anlatayım.
Sene 2008 Hakkari Yüksekova sınır karakolundayız. Bizde öyle üç beş nöbeti falan yoktu, akşam altıdan sabah altıya kadar sabit kule nöbeti. Sabah git yat, öğlen kalk, içtima, eğitim derken saat altı nöbete devam, şeklinde ilerlerdi şafak.
Bizim karakolun altı komple kurukafalarla, iskeletlerle doluydu. Komutan; “eskiden burası mezarlıkmış” derdi. ama bilemeyiz tabi üst üste kemiklerin olması pek mezarlık gibi durmuyordu ve geceleri sesler geliyordu toprak altından, ya da korkudan bize öyle geliyordu. herneyse günlerden bir gün yine kule nöbetinde iken.
Saat üç civarlarında acayip çişim geldi. Büyük tuvalet olmadıktan sonra oraya bir yere salardık. Benim vicdanım rahat değil, tırsıyorum bir yandan da, her yer kuru kafa. Artık yapacak bir şey yok oraya bir yere yaptım. Ardından girdim mevziye. Hava eksi yirmi civarlarında, beni bir uyku bastırdı ama ne uyku öyle böyle değil. Normalde hiç uyumam ama sanki ben bende değilim bilinmeyen bir güç gözlerimi kapatıyor, derken.
Derken oturduğum yerde kafamı duvara yaslamışım farkında değilim. Sonra mevziye iri yarı, heybetli bir adam girdi. Komutanın yakaladığını düşünerek hemen ayağa kalktım tekmil verdim. Ses yok, kapkaranlık bir silüet. Birden boğazıma sarıldı, bırakmıyor. Ben kımıldayamıyorum, konuşamıyorum. Kendi kendime dedim tamam buraya kadarmış. Sonra karanlık gölge birden bıraktı beni. Gözlerini gözlerime dikti “bir daha sakın üzerime işeme” sonra uyandım.
O olaydan sonra pet şişe taşımaya başladım mevziye işeme işini öyle hallettim. Artık bilinç altımıza işlemiş de o yüzden mi oldu, yoksa paranormal bir tecrübe miydi yaşadığım bilinmez, ayrıca sıkılmadan okuyanınız olduysa eyvallah hakkınızı helal edin.