300 adındaki fit beyaz batının, istilacı ucube zenci doğu'ya karşı üstünlüğünü anlatan neo faşist mesajlı eskiyi anlatan filme karşılık; amerikan solu denilen gudikliğin temsilcisi oliver stone'un dandik konulu görsel şöleni alexander filminde, ki aynı doğu-batı kardeştir fikrin savunucusu kingdom of heaven filmindeki selahaddin eyyubi ve bu filmin darius'u asil ve allahın selamı verilesi düşmanlardır; işte bu filmde bizim uzak asya fatihi makedonyanın yoğurtlu iskenderi, adamlarına bele der:
+by zeus and all the gods, what makes you so much better than them, cassander? better than you really are! in you and those like you is this!.. what disturbs me most is not your lack of respect for my judgment, but your contempt for a world far older than ours!
(zeus ve tüm tanrılar adına, seni onlardan daha iyi yapan nedir cassander? senden ve içindeki senin gibilerden!.. beni rahatsız eden kararıma saygısızlığınız değil, bizimkinden çok daha eski bir medeniyeti hor görmenizdir!)
neyse, film bitti. belki türklerin medeniyeti daha üstündür, belki medeniyetler yaratılırken ırka bakmak 1789 sonrasının icadıdır. geçiniz bunları.
ey iman eden türkler, çerkesler, lazlar; ey tüm insanların, mozambikli zift karası zenciyle isvaçli pamuk beyazı ku klux klan sempatizanının, adem (aleyhisselatu vesselam) ile havva anamızın çocuklarının ensest ilişkisinden ürediğine inananlar, bu kutsal kitaplarınızda yazdığı için ve o kitapların bir harfini inkar etmenin dinlerinizi inkar etmek olduğunu bildiğiniz halde aynı gemide bulaşıklarınızı yıkayan, inşaatlerinizde çalışan kürtten daha mı üstünüm diyorsunuz. vallahi siz allah(c.c.)'ın emirlerine karşı geliyorsunuz. demek ki faiz veya domuz eti yememeniz yasaklardan değil, işinize geldiğinden.
evrimci, allahsız veya hepsinden biraz olan laikçi kemalist kardeş; bıraktık çoktan adem-havva masalını. peki ne dedik yerine. hepimiz afrikadan dağıldık bu gezegene. dağıldığımız yerlere uyum sağlayan kaldı, sağlayamayanın bir mezar taşı bile yok*. kürt ve türk, veya norveçli evlenince eşekle at melezi gibi katır değil insan doğuyorsa, demek ki biyolojik fark yok ki olsa ne olurdu. gördüğünüz kültürel farkları geçin*, eğitimsizlikten, cehaletten siz de sorumlusunuz. iş makinasını yeni yıkmadılar. el ele verip ermenileri yok ederken aranızdan su sızmıyordu 1915 van'ında? aradan yüz yıl geçmedi şimdi başbakanın sanki düşman topraklarına keşfe gider gibi korunmak zorunda aynı van'da.
insanların içinde bölücülük virüsü yoktur. ortada, türke karşı nötr olan bir kürt bile sırf bu başlığı okusun, pkk'ya katılır. asıl bölücü bölendir. buraları boş, düşünce gerektirmeyen, günü bile kurtarmaktan aciz, yazmak için beyincik yeten zırvaları yazmaktır bölücülük. apo yanınızda melek kalır. asıl böyle yaparak ekmeğine yağ sürersiniz bölünmek isteyenlerin. 1920'lerde, 30'larda, 40'larda 50'lerde, 60'larda, 70'lerde, 80'lerde, 90'larda ve şimdilerde göze göz dişe diş dedi dedelerimiz. sırf dersim isyanıyla ilgili yazılanları okuyun, dünyanın ilk kadın savaş pilotu ünvanını iç isyanda kendi vatandaşlarını kadın-çocuk ayırmadan* bombalayarak almasını, kadın çocuk insanlardan oluşturulan adam boyu cesetleri ve onların kana kan diyen torunlarını. ve bugün sınırları kaldırma idealinden yeni sınırlar icat etme noktasındayız. aferin atalarımıza ve bize.
devlet benim için var. ben kurdum onu ki insan gibi yaşayayım. evimin önüne yolu ben yapmayayım, dağdan suyu getirmek bana kalmasın, hakkımı duvardaki tüfekle değil, polisle, jandarmayla, mahkemeyle arayayım. yaşadığım şehrin adını, beni yöneteni ben seçeyim. aleviysem yavuz selim mahallesinde, sünniysem şah ismail mahallesinde oturmayayım. anamın anasından miras ana dilimi konuşabileyim, kim olduğumdan utanmayayım. türkmüş, kürtmüş boş işler diyeceğimize, arap, kürt, hatta sırp, maalesef ermeni, hindu, tacik s.kerim sınır taşlarını diyeceğimize, neredeyse mahallelere barikat kurmayalım.
kimse doğduğu yeri seçmiyor. bugün istanbul'da dolmuşda tartışma çıksa haklarınızı savunmak için mahkemeler var, ama hakkari'de düğüne giden dolmuşunuzun kimlerce!! delik deşik edileceği konjonktür denilen kelimenin o günkü anlam ve önemine bağlı. yarın tezkere oylaması varsa evden çıkmayın derim.
kardeşim edirne'den, adını roma imparatoru hadrianus*'dan alan şehirden, taa 1000 bilmem kaç kilometre öteden o şehrin adı dersim olamaaaz, o şehrin adı amed olamaaaz diye bağırabiliyor. bu ne cüret. sanane. ömründe acemi birliğinde torbadan çıkmadıkça gitmeyeceğin, suyunu içmeyeceğin bir yer hakkında oy hakkın dağdaki çoban kadardır. asıl bu savaş biterse istersen munzurda, hakkari ormanlarında trekking yapabileceksin, üzerinde yeşillerle o ormanları yakmak zorunda kalmadan. ama kime diyorum ki. akıl tutulmasının tedavisinden umudu keseli çok oldu.
tersine dünya diye bir kitabı vardı orhan kemal'in. kadınların erkek, erkeklerin kadın olduğu. anlıyordunuz biz erkekler ne kadar hak-sız, ben merkezci, doğuştan hazıra konan, güç sayesinde şımaran, haddini bilmeyen terbiyesizler olduğumuzu.
ezberinizi tersyüz edip öyle atın makinaya. aksini düşünün. diyarbakırlılar size, edirne'nin adı diyar-manganez veya krom-eli olacak lan dese ne düşünürsünüz?
edirnenizde sadece kürtlerin general olabildiği ordunun askerleri her yere ne mutlu kürtüm yazsa, bir kürt dünyaya bedel olsa, bundan bir 30 yıl kadar önce edirne cezaevinde* sırf türk olduğunuz için boğazınıza kadar boka batırılsanız, götünüze cop soksalar, komşunuz bulgaristan'daki belene kampında soydaşlarınıza yapılanlar** aynı gerekçelerle yapılsa, çocuğunuza türkçe isim koyamasanız, türkçe öğrenmeniz aileniz, bakkalınız, mahallenize kalsa, mecburen resmi dil olan kürtçeyi öğrenseniz, hapiste ziyaret eden ananız tek kelime türkçe bilmese, başka dille konuşması yasak olsa, gözleriyle konuşsa*, telaffuzunuzla alay etseler, köyünüze gelip bok yedirseler?*