karşılaştığım olaydır sıkılmayacaksanız anlatayım. sansürsüz ve yalansız.
bundan on sene, önce ergenlik zamanları. hatunu eve bırakıyorum her zamanki gibi. akıl havalarda uçuyor. beyni elinden alınmış sadece hormonlarıyla hareket eden bir canlı türü herneyse.
eve yaklaştığımız sırada balici tipli oldukça esmer ve zayıf görünen biri, ben hatunun yanındayken (elini tutmuyordum çünkü evine yaklaşmıştık) “ne işin var bunun yanında” diye girdi konuya. bizimki de “sana ne” falan. bende refleks olarak hızlı hızlı düşünmeye başladım. “herhalde bir akrabasıdır, erkek kardeşi yoktu bildiğim kadarıyla. biraz fırçalar gider”, dedim. tartışma uzuyordu işin kötüye gideceğini anladım. tek kişi oldukça zayıf bir kafa darbesiyle kavga başlamadan biter düşüncesiyle oldukça rahattım.
derken benim hatun birden lavuğun bacaklarının arasına tekmeyi vurdu. çocuk da bir tokat salladı ama tutturamadı. bundan sonrası bana kalmıştı. ensesinden tuttum geri çektim enseyi hiç bırakmadan kafayı tam otutturdum. herif yere düştü yeterlidir heralde dedim kendi kendime, hatunun elini tuttum. derken çocuk bağırarak koşmaya başladı, ilerde otobüs durağında bekleyen beş kişi vardı bize doğru gelmeye başladılar artık yapacak bir şey yoktu.
bir iki yumruk salladım ama fayda etmedi beş kişi oldu on kişi. yere yatıp cenin pozisyonu aldım. tekmeler falan durmuyor tabi dedim vurur vurur giderler daha önce hiç mi dayak yemedik falan. sonra hatun aklıma geldi, beynimde şimşek çaktı. son kozumu kullanmaya karar verdim, paçamdan kelebeği çıkardım birisinin bacağına sapladım. herifin bağırmasıyla diğerlerinin duraksaması bir oldu. yine sıra bana gelmişti. kaçmayın lan diye bağırarak (içimden inşallah kaçarlar da kimseye zarar vermem de diyerek) sallamaya başladım kelebeği. yaklaşamadılar uzaktan taş atmaya başladılar. derken hatunu gördüm yerde ağlıyordu. elinden tutup koşmaya başladık.
sonra can havliyle bir bakkala girdik peşimizdekilerin sayısını bilmiyorum allah razı olsun bakkaldaki dayı içeriye almadı lavukları. polis çağırıyorum dedi herifler yavaştan dağılmaya başladı. bir saat kadar oldu taksi çağırdım bakkalın arka kapısından hatunu gönderdim, bakkaldaki dayıyla biraz sohbet ettik nasıl oldu falan gibisinden. sonra kafam taş darbelerinden yarık, dişimin biri kırık, yol aldım gittim.