lise 3'e giderken, biricik dostum geometriden kalmasın diye olduğum öğrenci.
aynı sınıfta sıra arkadaşıyız. arkadaş geometriden çakmıyor. ilk sınavdan felaket kötü bir puan almış. çalıştırıyorum ama tık yok. panik içinde. sınavdan önce karar veriyoruz. sınavı teslim etmeden isim yazmıyoruz kağıda.ben onun ismini yazacağım, o da benim. sınav başlıyor, ben onun kağıdını dolduruyorum. ondan tık yok. eğer bir kağıt değiştirme işlemi daha yapmazsak ben 0 (yazıyla:sıfır) alacağım. hayatında kopya çekmeyi beceremeyen ben bilmemne korkusuyla bir de o kağıdı alıp dolduruyorum ama zaman yetmiyor falan filan. neyse yapılan kağıda onun adını yazıyoruz, eksik olana benim. (öğretmen masasının önündeki grubun 3. sırasında oturuyoruz ki nasıl yaptık bilemedim şimdi). ben sınav sonrası 60lı bir not alıyorum, dostum 80-90 gibi bir şey. hoca geliyor gidiyor, bu kız nasıl bu kadar yüksek aldı düşünüyor. bana soruyor, kopya mı verdin diye, ben düşük aldım zaten nasıl vereyim diyorum. onun da kafası almıyor falan filan.
neticede diyeceğim odur ki, hala aynı semtte oturduğum bu insanla nadiren msn üzerinden konuşuyoruz, 1,5-2 yıldır hiç buluşmadık bile. yani; delikanlılık dostluk kurtarmaz. **