Türk erkeği çocukken oyuncak istese imkanı yok şakkadanak alınmaz. Ya harçlıklarından para biriktirip alacaktır, ya da yaz tatillerinde yeteneği ölçüsünde bir işte çalışıp parasını kazanacaktır. Çünkü okullarda her duvarda Türk, öğün, çalış, güven yazar, körpe dimağlara bu motto zerkedilir. Olayı çok yanlış algılayan türk erkeği ise yıllar sonra dahi maaşıyla, arabasıyla, eviyle filan övünecektir. Mottodaki ilk ikisinden sonuncu “güven”e fırsat kalmadığından millet olarak bir güven sorunumuz vardır. Tabiri caizse konuyu anlatan en güzel atasözümüz “babama güvendim o da anamı sikti”dir. Bu vesileyle tüm babaların babalar günü kutlu olsun efenim.
Türk erkeği büyür. Askere gider. Her Türk asker doğar ana başlığı altında sınıfına göre çeşitli alt mottolarla bu default uzmanlık pekiştirilir. Öyle ya sen doğuştan askersindir. Geri kalanı vız gelir tırıs gider. Ömründe hiç görmediğin coğrafyalarda daha önce hiç yapmadığın iş ve eylemleri sanki doğduğundan beri yapıyormuşçasına icra edersin. Bu dünyada petekten çıkan arının kimse öğretmeden bal yapabilmesinden sonra ikinci bir mucize varsa o da budur.
Askerden sonra eli iş tutanlar evlenir. işte Türk erkeğinin ömrü o gün biter. Evlendiği günden sonra 30-40-50 sene dahi yaşasa o andan sonra hayatını değiştiren bir dönüm noktası, sıradışı olay yoktur. Ha ölmüş ha mezara girmiş amk! Hatta ölse daha iyi, hiç olmazsa erken gitti denir arkasından ağlanır!