1-) Oynamayı bilmemek ve buna rağmen ısrarla oyna diye ısrar eden öküzler. Babam da oynamayı bilmez anam da çünkü yarım asır olmuş köyden göçeli.
2-) düğünlerde çalan müziklerin midemi bulandırması. Bazı yörelerin bir kültürü var kendi müziğini koyuyor ama bazı yerlerde çiftetelliden giriyor, tarık Mengüç'e atlıyor, demet Akalın, Aleyna tilki derken erik dalı ile final yapıyor.
3-) kurt sürüsü gibi onlarca gözün üstünüzde olması. Bu kim falan muhabbeti. Yaş kaç, ne iş yapıyorsun, askerlik falan ne oldu diye soran amca ve teyzeler.
4-) ananızın yada ona eşdeğer beyni 30 yıl geriden gelen teyzelerin kafalarına göre bir kızı size yakıştırması yada sizin haberiniz bile yok iken felancanın kızı pek güzel bizim oğlana göre tam muhabbeti.
5-) artık içki içilmiyor pek ama 10 sene önce sağlam içilirdi buralarda. Beleş içki için gelen Arizona kertenkeleleri ile muhatap olma. Bu kertenkele takımının tartışma çıkartması, adam yaralaması, dövmesi...
6-) uzaktan bir akraba için takım elbise giyip o gerginlik ortamına girmek istemiyorum.
7-) düğüne 21.yy'da gerek kalmadığını düşünüyorum. Ayrıca maddi külfeti çok fazla.
8-) lafta günlük hayatı bize zehir eden muhafazakar tiplerin kendi dinlerinin haram kıldığı bir olayı gelenek maskesi altında meşrulaştırması.
Sokakta öpüşen bir çift yada parkta bira içen bir vatandaş, köyde şort giyen bir erkek görünce yobazlık yapan kesimin düğün ortamında haremlik selamlık olayına aykırı olarak, müzik ile şehvete gelip özellikle haram olan darbuka vari müzik dinleyip düğün günü alkole özgür gözle bakması bana çok itici geliyor. Köyde uzun saç bırakan adama anan gibi saç bırakacağına baban gibi bıyık bırak diyen tiplerin söz konusu düğün ortamında kendi kızlarının giydiği sırt ve bacak dekoltesi ile bir ala gavata dönüşmesinin ikiyüzlülüğünü görüp tiksiniyorum.
