söylendiği andan ve amaçtan kopartarak, tarihsel bir kırılma noktasında, aynı sınırlar içinde yaşayan tüm etnik toplulukların kendini türk hissetmesi için çabalarken (doğruydu, yanlıştı, ayrı bir tartışma konusu); bugün, bunu söyleyen türkiye cumhuriyetinin kurucusu liderin mustafa kemal atatürk bile kemiklerini sızlatacak biçimde kullananların elinde artık bir kendi kendini tatmin aracı olmuş belgi;
bu söz kullanıldığı dönemlerde anadolu toprağında yaşayan çerkezler, lazlar, pomaklar, boşnaklar, türkmen)ler, araplar, süryaniler, yahudiler üzerinde etkili olmuş ve etnik toplulukların üstünde bir ulusal bütünlük ortaya çıkmıştır. ancak gerek kimi tarihsel nedenler gerekse de kimi devlet politikalarındaki abartılar, hatalar, zorla asimilasyona dayanan girişimler nedeniyle kürtler bu çerçevenin dışına taşmıştır ki böylesi uzun yıllar yanyana yaşama sonucunda oluşan doğal asimilasyon kaçınılmazdır ama zorla olanı insan haklarına aykırıdır. Özetle bu slogan artık kürtler için bir övünme değil bir baskının simgesi haline gelmiştir. bunu unutup, dayatmacılık yapmak ülkenin gerçekten bölünmesine yol açmaktadır;
yani gecikmiş kapitalizmin çaresiz şafağında, osmanlının etrak ı bi idrak, özetle cahil türkler dediği topluluktan bir millet çıkarma çabasının itici gücü olarak söylendiğinden alkışlanabilecek; ama ondan sonra gelenlerin, bugün hala ancak onuncu yıl marşıyla toplu coşuma girebilmesinden de anlaşılacağı üzere, aynı demirden ağlarla idare etmesi, taş üstüne taş koymaması, koyduklarında da baş üstüne koyması nedeniyle artık o günkü birleştiriciliğinden uzaklaşmış;
kapsayıcı yönüyle tarihini tamamlamış, ancak toplumun bir bölümü için hala güncelliğini koruduğu gerçeğini unutmadan, usulca ama mutlaka içten bir hüzün ve aynı zamanda eş değerlerinin çoğalmasının verdiği abartısız, alçakgönüllü bir sevinçle müzeye kaldırılması gereken sözler;