osmanlı'da padişahların ve yeniçerilerin yaşam tarzlarını türk kültürüne ait etmek tabiki bu yanılgıyı beraberinde getirir.
öncelikle osmanlı tarihini az çok okuyan bilirki, osmanlı'nın saray hayatı ve istanbulun fethi ile birlikte tarihi yarımadadaki yaşam, anadoludan yani türklerin yaşadığı bölgelerden apayrıdır.
yeniçerilerin devşirme keşişler olduklarından bahsetmemize gerek yok sanırım, bu keşişler tamamen kuran-hak-türklük ve savaşçılık eğitimleri alırlar, ancak yeniçerilerin yine de türkçe öğrenemezler, farsça öğretilir, olur da aralarından vezirliğe yükselicek olanları var ise türkçe öğrenir. ayrıca tüm saray alemide "türkler"den soyut yaşar, farsça konuşulur anadolunun aksine, istanbulun fethiyle birlikte rumcaya da merak salınır vs. vs. vs.
ayrıca sarayda bir takım sapkınlıkların ki bunun başında eşcinsellik gelir, en başlıca sebebi yeniçerilerin evlenememesidir. işin kötü yanı anadolu halkında da o sıralar fahişelik gibi unsurlar yoktur, çok katı içine kapanık bir türk toplumu vardır. yeniçerilerin cinsel ihtiyaçlarını sağlamak için dünyanın belli başlı bölgelerinden getirilen kölelerle genelevler kurulmaya çalışılmış, ancak yine anadolunun halkı olan türkler-kürtler tarafından bu tip genelev türevleri yok edilmeye çalışılmıştır. o zamanın yöneticileri de radikal bir fikirle, haremağası anlayışını sokmuşlardır osmanlıya. şimdi haremağası haremde kadınların hizmetkarı gibi düşünülür ancak aslında savaşlarda yeniçerilerle hareket eden ve onların cinsel ihtiyaçlarını sağlayan eşcinsellerdir.
osmanlıda pahişahlar arasında eşcinsellik olgusunu gerçekten hissettirebilicek olan kişi de 4. murattır, ancak 4. murat afyon ve alkolle kendini bertaraf etmiş bir kişiliktir. yani ondan sağlıklı bir cinsel hayatta beklenemez ancak yine de bu bozuk kişiliğine rağmen bunun suçlusu valide sultan diye anılan kösem sultandır. kösem sultan kendi kocası ahmet ile evlenirken sarayda gerçekleşen entrikalardan, hürrem sultan vakasından çok korkmuş, imparatorluğu yeniden canlandıran güçlü oğlunun bir kadının elinde mahvolmasından ve oğlunun evlenip, kendi otoritesini sarsacak bir kadın getirmesinden korktuğundan oğluna kadın kılığında eşcinseller sunmuş, sundurmuştur...
ancak yine bahsettiğim gibi, eşcinsellik belli dönemlerde belli toplumlarda revaçta olan birşey oluyorsa, illaki bir kültüre aidiyetinden bahsedilecekse, ve türk kültürü de ön plana atılıyorsa, önce oturulup bir tarih okunmalı, vücudun belli uzuvlarından birşeyler sallayarak türk kültürüne bok atılmamalı. eğer illaki bu durumdan bahsedilecekse eşcinselliğin osmanlı saray kültürünün bir parçası olmasi denmeli...
nitekim osmanlı imparatorluğunda "türklük" sadece savaşlarda gücün simgesi olmuştur, türklere ait hiçbir şey yaşatılmaz iken osmanlıların saraylarında savaşlarda en ölümcül kuvvet olan timarli sipahilerin orduları için "türklük" olgusu işlenmiştir. oysa sarayın ordusu yeniçerilerle genelde yörüklerden oluşan sipahiler aynı dili dahi konuşmazlar, bunun en önemli örneği 2. viyana kuşatmasında görülür, yörük türkleri viyana saldırır iken, yeniçeriler geride beklemiş, ordu ikiye ayrılmış bir türlü anlaşılamamış ve savaş kaybedilmiştir.
osmanlı saray kültürü ile, türk kültürü apayrı şeylerdir. eşcinsellikte türk kültürüne hiçbir şekilde yakıştırılamaz, çünkü buna dair bir iz yok.