Eskiden ben de her mecrada "ak-it", "göt kılı" gibi cümlelerle karşımdakilere saldırıyordum, sonra şunu farkettim;
bunu genel bağlamda yapmak bir hatadır.
Karşı tarafın hırsızlığını, yolsuzluğunu, yalancılığını, dikta anlayışını örtmek, kendi argümanını sunamamaktır. Derdini anlatamamak, haklıyken haksız duruma düşmektir. Koz vermektir.
Unutmayınız, haksız olan tiranlar, bütün diktatörler sürtüşmeden ve maduriyet yaratmaktan beslenirler. Bu onlara, halkı gerçek sorunlardan uzaklaştıracak bir gündem değiştirme aracı sunar.
Hapisteki gazetecileri, eğitim ve sağlık batağını, çocuk tecavüzlerini, vakıflar aracılığı ile yer değiştiren milyarlarca lirayı, sıfırlanan ifade özgürlüğünü, faili meçhulları, tepeden tırnağa akraba ile doldurulan kadroları, borcundan her gün kendini yakan insanları, kilosu 10 lira olan soğanı, kadına şiddeti, beyin göçünü, suriye'li sığınmacı sorununu, oluşturulmuş korku düzenini, mahvedilmiş tarım ve çiftçiyi, bilim ve teknolojide son sıralara oturmayı, işsizliği, başını alıp gitmiş din terörünü konuşmaktansa yaratılan bu suni gündem ve birbirine düşürülmüş bu ülkenin vatandaşları, bu düzenin sahiplerinin çok daha işine yarayacaktır.
Ben son bir senede farkettim bunu.
Ekrem imamoğlu da farketti, birleştirici politikaya önem verdi ve kazanıyor.