"dağıtılmış bir takım"'dan kasıt maçın 12 ye 8 bitmesi şeklinde ise evet "dağıtılmış bir takımın" oyuncusuydum.
ancak bizim dağıtmak diye tabir ettiğimiz hal en az 15 farktır hatta bundan da önemlisi karşı takımdan artık golleri saymayalım colpa diyenlerin hali vaziyetini görmektir.
ne acıdır ki bu psikolojik çöküntü bununla da kalmaz maç sonuna doğru kale dışında elle bir dokunma penaltı olarak değerlendirilir ve asıl eziklik orda başlar:gol atamamanın ve fazlasıyla gol yemenin verdiği eziklik karşı takımın bütün oyuncularına öyle bir yansır ki herkes bari bu gol olsun diye penaltı noktasında kümelenir.oyunu sonuna kadar ciddiyetle sürdüren bizim takımın itirazlarının da bir kıymeti kalmamıştır artık; zira karşı takım dağılmanın ne demek olduğunu kendi kendilerine fazlasıyla hissetmiş ve hissettirmişlerdir.
diğer bir konu ise geçen hafta "dağıtan" ama bu hafta bazılarının söylediğinin aksine "dağılmayan" takım(lar)ın aynı olmayışı.şöyle ki geçen haftanın takımından 3 kişi bu hafta yoktu.onların yerine takıma eklenen 2 kişi ise geçen hafta "dağılan" daha doğrusu "dağıtılan" takımın oyuncusu idi,bu hafta ise bizim.yanlış anlaşılmasın bunlar bizim için mazeret değil isteğimiz neyin ne olduğunu açıklığa kavuşturmak.sağolsun bu organizasyonları gerçekleştiren arkadaşa(300 samatyali)maç öncesi kadroları oluşturup bana söylemeye çalıştığında dediğim gibi "gerek yok 300 samatyali" biz sahaya çıkar topumuzu oynarız.
belki dağıtırız belki dağılırız(ki bu hafta dağılmadık) kimseye ezdirmeyiz kendimizi.*yeri gelmişken bunu da belirteyim asıl mevkim ortasaha ama defansta da elimizden gelen mücadeleyi vermeye çalışıyoruz.
velhasılı bu bir cevap yazısıydı ancak bizlere halısahada güzel organizasyonlar düzenleyen 300 samatyali sakın alınmasın.bu organizasyonların devamı dileğiyle...