Devlet denen yapı-kurum bir insan vücudu gibidir.
Nasıl ki mide rahatsızlığı olan veya bir gıdaya alerjisi olan kişi sindirim sistemi başta olmak üzere tüm vücudu rahatsızlanarak sağlık sorunları yaşarsa aynı bu durum devlet için de geçerlidir.
Büyükelçiler atanmasına (dış işleri personeli) bakın.
Son örnek bankalara atanan insanlara bakın.
Üniversite rektörlerine bakın.
Halk beni seçti istediğimi yaparım anlayışı atamaları içinde yönetilen devlet içinde askerlerin bu durumdan etkilenmediğini mi sanıyorsunuz?
Polis olsun asker olsun, vatan görevi işsizlik sonucu gençlerin 3-5 kuruş kazanç kapısı gördüğü marangozluk tesisatçılık boyacılık gibi algılanan bir meslek haline gelmesi ile 3-5-10-12 ay da görülen eğitim hizmet sonunda profesyonel asker polis olması onları mükemmel mi yapıyor?
Ya meslek olarak askerliği seçmemiş insanlar?
Onlar da paramız yok veya bu kadar para verilir mi diye askere giden gençler haline gelmekte olan anlayışla insanlar aslında ölme ve öldürme yetkisi bile ne anlama geldiğini idrak etmeden, kendini durumunu coğrafyayı düşmanı tanıma adapte fırsatı olmadan, ciddiyetini kavramadan görev yapıyor.
Ya terfi alan veya görev alan atanan komutanlar?
Ülke olarak kurum kuruluş olarak ölen gençler ile değil, tecrübeli ciddi sorumluluk liyakat sahibi insanlar yetiştirmeyerek en büyük kaybı yaşıyoruz.
