zamanında erol mütercimler derslerinden birinde adnan menderes'in rusya ile yakınlaşma çabalarını, ardından gerçekleşen uçak kazasını, tekrar eden rusya ziyaretini ve sonuçlanan darbe ve idamı kısaca özetlemişti. devamında demirel'in yeniden rusya ile ilişkileri geliştirme amaçlı girişimlerini, hatta kurulacak demir-çelik fabrikalarının ihalelerini rusya'ya vermesini ve sonunda da malumunuz üzere yaşanan darbeyi anlatmıştı. kısaca türkiye ne zaman rusya ile yakınlaşmak istese askeri darbeye maruz kaldı konulu söylevini, kendisine özgü komplo teorileri sosuyla da süsleyerek masamıza koymuştu. olabilir.
konuşmada şuna takıldım: türkiye'deki elit nereye gidelim sorusunu sormaktaymış. dostumuz markov türkiye dinamiklarini çok iyi bilmiyor demek ki; eğer bahsettiğimiz türkiye'nin hakiki elitiyse soracakları tek soru türkiye'nin israil politikaları doğrultusunda amerika'ya nasıl daha iyi eklemlenebileceği olabilir, ancak ve ancak. tekrar altını çiziyorum, bu soruyu ancak türkiye'nin sahici eliti sorabilir. elitlerimiz. bu ülkenin beyaz sahipleri.
eğer amerika ile stratejik ortaklık ayı ile yatağa girmekse, rusya ile stratejik ortaklık boğa ile yatağa girmektir. * bu demek değildir ki rusya'dan ortak olmaz, ancak sizinle yatağa girmek yedi mahallenin orospusuyla yatağa girmek gibiyse, bu ortaklıktan ne elde edeceğiniz şüphelidir. dik de duramıyoruz ki arkadaşım, elli yıldır domalmış vaziyette olan adam nasıl dik dursun.