bir çevre mühendisi olarak memleketim olan mersin’de yapılacak olan santral. memleketimde yapılacak olmasına karşıyım. dünya’da var olmasına da karşıyım. eğer merak eden olursa akkuyu ngs çed (çevresel etki değerlendirme) raporlarını okumaları yeterlidir çünkü yeterli bir şekilde halka aktarılan bir cevap yok. hatta bir kaç maddesini ben buraya bırakayım okuyan olursa mümkünse cevaplayabilir;
-dışa bağımlılığı azaltmak için yapılan akkuyu nükleer santrali ile doğalgazın çok büyük bölümünün rusya’dan alınmasının yanı sıra, yüksek maliyetli nükleer enerjide de aynı ülkeye bağımlı olunması rusya’ya olan enerji bağımlılığını yüzde 70’lere çıkartacaktır. projenin yapımında rus menşeili mallar tercih edilecek ve bütün malzeme,ekipman tedariği,yakıt tedariği rus şirketler tarafından yapılacakken nasıl olur
da rusya'ya bağımlılığın azaltılması planlanmaktadır?
-elektrik satış fiyatı dünya ve türkiye ortalamasının çok üzerinde olan, türkiye’yi elektrik enerjisi üretiminde dışa daha fazla bağlayacak olan, tam devreye girdiği zaman akkuyu ngs’nin üreteceği elektrik bugünkü elektrik enerjisi tüketimimizin %17’sine karşılık gelen bir santral yapımı ne kadar mantıklıdır?
-soğutma suyu deşarjının neden olduğu, artan sıcaklığın sucul organizmalar üzerinde etkisi ölümcül olacaktır. genç balıklar ve bazı türler tamamen yok olacak, çözünmüş oksijen azalacak ve ekosistem yıkımı gerçekleşecektir.
-temiz yakıt olarak tanımlanan ,çıkarılan 1 ton uranyumun 998 kilogramı atık çamur olarak çukurlarda ve yapay göllerde toplanır ve bu atık çamurlar %85 oranında radyoaktivite ve toksik madde içerir. bu atıkların uzun yıllar canlı yaşamını tehdit etmesi hiçbir önlem alınamaması yaşam için kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.
-kullanılmış nükleer yakıt yüksek radyoaktiviteye sahiptir ve reaktörden çıkarıldıktan sonra da radyoaktif bozunma süreci uzun süre devam eder. bu nedenle kullanılmış yakıt 10 sene boyunca kullanılmış yakıt havuzunda bekletilerek sürekli olarak suyla soğutulur. atıkların depolanması ve etkisinin sıfıra inmesi yüzyıllarca sürecektir. yüzyıllar süren bekçilik görevi, canlılar için kabul edilebilir bir yaşam tarzı değildir.