2000 yılı yapımı "Requiem for a Dream - Bir Rüya için Ağıt" filmini ilk seyrettiğimizde bazı arkadaşlarım filmi tamamlayamamışlar, bazıları ağlamışlar ve "Bu kadar sert olmasına gerek yoktu" demişlerdi. Seyredenler bilirler; gerçekten de çok sert bir filmdi. Hemen hemen tüm dünya filmin bazı sahnelerinin bu denli sert olmasına gerek var mıydı diye sormuştu? Neden sonra filmin yönetmeni Darren Aronofsky bu soruya şu şekilde cevap vermişti:
"Filmin bazı bölümlerinin sert olduğunu biliyorum. Ama bunca zaman çevrilen filimler bağımlılığı insanlara tokat atarak anlatmaya çalışmışlardı. Ben "yumruk" atmak istedim."
Bu kitap ta şu topluma "pedofili" konusunda bir yumruk oldu. Kitabın kamuoyuna yansıyan tek bir sayfası var ve bütün tepki bu tepki üzerine. Bilen varsa bunu da yazsın lütfen. Anlatılan korkunç olay kitapta ne şekilde geçiyor. Bir pedofili polise ifade mi veriyor, birisine anısını mı anlatıyor, tedavi mi görüyor. Hepsinden önemlisi bu olayı yaşayan karaktere bu kitabın sonraki bölümlerinde ne oluyor ?
Tatlı tatlı hayatına devam mı ediyor yoksa yakalanıp hapse mi atılıyor, tedavi mi ediliyor, bir şekilde öldürülüyor mu?
Tüm tepkiselliğimi bir kenara bırakıp soğukkanlılıkla şunu sormamız lazım! Madem toplum bu olaya bu denli büyük tepki gösteriyor neden her gün bu ülkede bu alanda yeni bir suç işleniyor? Neden kamuoyu tepkisini sürekli kılıp kanun koyucuları bu alanda daha sert önlemler almaya itemiyor. Bu tepki bir 2 günde yazarını gözaltına aldırdı, yayınevini cezalandırdı, kitabını toplattırdı. Bir ay sürse neler olur, bir yıl sürse neler olur bir düşünün. Eğer bu kitap ta "Requiem for a dream" gibi bir yumruk olacaksa razıyım. Bir çocuğa bu şekilde bir taciz ve tecavüzün yazılmasına razıyım. Sonuçta bu bir kitap. Bu olayı yazanları tutuklamak, cezalandırmaktansa gerçekten yapanların yakalanmasını, cezalandırılması gerekmez mi?
Toplum iki yüzlü ve riyakar. Bu ülkede neden o zaman her hafta bu şekilde öldürülen, tecavüz edilen bir çocuk haberi duyuyoruz? Bu ülkede çocukları koruması gereken bir kurumda çocuklar tecavüze uğradı ve onları korumakla görevli bakan çocukları koruyacağına yapan kurumu korudu ve "Bir kereden bir şey olmaz" demedi mi? Kurum kapatıldı mı? Hayır. Sorumlular cezalandırıldı mı? Hayır. Bir daha olmasını önleyecek önlemler, kanunlar çıkarıldı, cezalar sertleştirildi mi? Hayır. Bu paragrafın ilk cümlesine dönün o zaman. Neden o zaman bu denli yüksek ölçekte bir ses çıkarılmadı. Neden insanlar sokaklara çıkmadı. Yaşanılanlar kurgu değil, kitap değil gerçekti.
Bu ülkede kadınlar ve çocuklar her gün öldürülüyor. Eğer sesimizi zamanında yükseltmezsek daha da kötü olaylar yaşandığına şahit olacağız. Bu kitap 6 yıldır piyasada... Bu kitap nasıl bandrol almış, kimse okumadı mı? Bir gazete makalesini didikleyen yetkililer bu kitabı okumadan mı saldılar piyasaya.
Bu ülkede bir TV programcısı polisten daha çok olayları didikliyorsa bu ülkede yanlış bir şeyler olmadığını kim söyleyebilir. Müge Anlı'dan bahsediyorum. Aslında kendisinden pek hoşlanmam. Ama bu ülkenin hayrına bir karakterdir. Çünkü kanun koruyucular görevlerini yapmıyorlar ya da yapamıyorlar. Bu kadın yaptığı TV programında kamuoyu dikkatini çekmese kaç olay aydınlanmazdı.
Abdullah Şevki'ye yargısız infaz yapmaktansa bu adam konuşmalıdır. Bu kitabı neden bu şekilde yazdığı sorulmalıdır. Niyetinin çocuk tecavüz ve cinayetlerine dikkat çekme ihtimali de dikkate alınmalıdır. Bu ülkenin suçlu profili çizebilen polisleri yok mudur? Bu adamın söylediklerinden ya da yazdıklarından bir manyak mı bir sosyolog mu olduğunu anlayacak kimse yok mu? Eğer suçluysa hemen incelemeye alınıp nasıl normal gibi görünen birinin bu kimliğini başarıyla saklayabildiği incelenmelidir ki onun gibilerin maskesi düşsün.