internet minternet yok. varsa yoksa 8 mm siyah beyaz filmler. bende 8mm sinema makinası var. bir gün arkadaşlar okulun yatakhanesine çağırdılar makinanı al gel diye--ben gündüzlüyüm.
biri eski püskü bir 8 mm siyah beyaz film bulmuş. taktık makinaya, sessiz olduğu için sadece sinama makinasının sesi duyuluyor.
film başladı. kadın tam banyoya girecek kapı çalınıyor. açıyor kapıyı karşısında siyah takım elbiseli ince kravatlı bir adam, koltuğunun altında büyük bir siyah evrak çantası var. anlaşılıyor ki kadının eşyalarını hacze gelmiş. kadın banyo yapacağım diye kapıyı adamın suratına kapıyor ve banyoya giriyor, tabi soyunuyor *
birden sahne değişiyor ve banyonun penceresi açılıyor, pencereden içeri haciz memuru giriyor sırıtarak, kadın ayy mayy diye güya korkuyor...
(tam o sırada odaya dışardan bir arkadaşımız daha geldi, ilk olarak gördüğü bu pencereden girmeye çaşışan haciz memuru. kim lan bu herif diye sordu. karanlıkta bir ses duyuldu: "bu adam haciz memuru mişel"--film fransızcaydı.. herkes yarıldı gülmekten.
sonra mişel pencereden içeri atladı. banyo küvetine girdi. kadın onu soymaya başladı. çırılçıplak kaldılar..sarıldılar..ama bütün gördüğümüz bu kadarla kaldı.
ama haciz memuru mişelin muhabbeti, hem yatakhane de hem de okul kantininde haftalarca devam etti.
yıllar sonra her sınıf yemeğin bir araya gelsek, içimizde o gece odada film seyreden arkadaşlar varsa, bir vesile ile laf mutlaka "haciz memuru mişel"e bağlanır.