tarih 19 haziran 2016. izmirdeki son günüm. aşık olduğum kadınlardan biri yanımda uyuyor. odada hiç eşya yok. yayları atık bozuk bi yatak süngerine kıvrılmış iki beden. ev bomboş. sadece bir kaç bavul. bavulun üstünde otobüs biletim. aşık olduğum kadın benden on yaş büyük. siyah saçlı. bembeyaz tenli. o zamanlar şarkı daha çok yeni. bir kaç gece önce içerken keşfetmişiz. bizim oluvermiş. uyandığımız o öğlen son kez birlikte dinledik. ben akşamdan kalan yarım şişe bacardiyi dolapta bulduğum iki üç tane cherry domatesle boğazıma dökerken bana nasıl üzgün baktığını hatırlıyorum. bazı şeyler hafızadan silinmiyor. bunun sebeplerinden biri bir kokuyla, bir şarkıyla bağlantılı olması. ay tenli kadın, o öğlen vakti benim için. dört dakikalık şarkı, içine sıkıştığım mecburiyetlerim ve yarım bırakmışlıklarım. hikayesi olan şarkıların hikayeleri olur. bu benimkisi. anı belleğimde hep o sıcak öğlen saatini yaşıyorum dinlerken. şimdi bile. bunun için teşekkürler ufuk beydemir. unutmak istemediğim yegane kadındı.