kanda belirli besleyici maddelerin yokluğu veya eksilmesi halinde hissedilendir.
Kan bu tür maddelerden yoksun kalınca, yetersizliğini hissedince, beynin ''açlık merkezi'' olarak bilinen kısmına bir mesaj iletilir. Açlık merkezi, mide ve bağırsaklar üzerinde bir fren çalışması yapar. Kanda yeteri kadar besin maddesi olduğu sürece, açlık merkezimizde ve bağırsakların çalışmasını yavaşlatır. Aksi durumda, açlık merkezi onların çalışmasını daha hızlandırır. Onları tam yol aktif(çalışır)hale getirir. Aç bir kimsenin karnında gurultular duyması bunun sonucudur.
Acıktığımız zaman ,vücudumuz belirli bir yiyeceğe karşı özlem, istek içinde değildir. Sadece beslenmek ister. Fakat iştahımız, açlığımızın bir tek yiyecekle giderilmeyeceğini, bunun sağlıklı bir şey olmayacağını kendiliğinden hisseden bir mekanizmadır. Sözgelimi, sadece patates olarak belirli miktarda besin maddesi almak bizim için güç bir şeydir. Bu belirli besin maddesini çorba, et, sebze ve meyve ya da tatlı olarak bölünmüş miktarlarda aldığımız zaman, vücudumuz için hem yeterli besin sağlanmıştır, hem de bunun kontrolünü düzenleyen iştahımız dindirilmiştir, tatmin edilmiştir.
bir insanın en fazla dayanabileceği açlık süresi 102 gündür. Bu durum, sözkonusu kimsenin yapısına, sağlık şartlarına, yetiştiği ortama bağlıdır. Sakin bir insan, coşkulu, heyecanlı, kolay kızan ve tahrik olan bir kimseden daha uzun süre besin almaksızın yaşayabilir. Çünkü sakin insanın vücudunda depolanmış protein daha yavaş yanar. Hiç besin almaksızın uzun süre yaşayabilme rekorunun Güney Afrikalı bir kadına ait olduğu bilinmektedir. Bilimsel kaynakların açıkladığına göre, bu kadın tam 110 gün hiç bir şey yemeksizin, sadece su ve soda (maden suyu sodası) içerek yaşamıştır.