hayatın anlamı

entry942 galeri video4
    839.
  1. Šarūnas Jasikevičius (Sarunas Yasikeviçyus), kariyeri birçok insan için ulaşılmaz başarılarla dolu geçmişin Litvanyalı basketbol oyuncusu; bugünün basketbol koç’u…

    1998 yılında başlayıp 2014 yılında sona eren basketbol oyunculuğu kariyerine yerel ve uluslararası turnuvalarda onlarca kupa sığdıran Jasikevičius’a, 2015 yılı Şubat ayında Euroleague tarafından "Avrupa Ligi efsanesi" unvanı verilmiştir.

    Oyunculuk kariyerinin ardından 2014 yılında Zalgiris Kaunas takımında asistan koç olarak göreve başlamış olup halen aynı takımda ‘koçluk’ görevine devam etmektedir.

    Šarūnas Jasikevičius’un Zalgiris’te 2016 yılında başlayıp halen devam etmekte olan koçluk kariyeri sırasında önemli sayılan bir maçın ardından yapılan basın toplantısında, orada bulunan bir basın mensubu ile koç arasında şöyle bir diyalog geçer:

    “Muhabir: Koç, Augusto Lima'nın yarı final serisinin ortasında çocuğunun doğumu için gitmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

    SJ: Ne mi düşünüyorum? Gitmesine izin verdim.

    Muhabir: Yarı final serisinin ortasında bir oyuncunun takımdan ayrı kalması normal bir şey mi?

    SJ: Senin çocuğun var mı? Çocuğun olduğu zaman genç adam, işte o zaman anlarsın. Çünkü bu insanın yaşayabileceği en büyük deneyim. Bu güzel bir soru gerçekten. Sence basketbol hayattaki en önemli şey mi?

    Muhabir: Hayır ama yarı final önemli.

    SJ: Yarı final? Kimin için önemli?

    Muhabir: Takım?

    SJ: Hangi takım?

    Muhabir: Zalgiris.

    SJ: Tribünde kaç taraftar olduğunu gördün mü? Önemli? iLK ÇOCUĞUN OLDUĞUNDA DÜNYADA NEYiN EN ÖNEMLi OLDUĞUNU ANLAYACAKSIN. O zaman gel ve benimle muhabbet et. ÇÜNKÜ DÜNYADA HiÇBiR ŞEY BiR ÇOCUĞUN DOĞUMUNDAN DAHA BÜYÜK VE ÖNEMLi DEĞiL.iNAN BANA! NE ŞAMPiYONLUKLAR, NE DE HiÇBiR ŞEY. AUGUSTO LiMA ŞU AN DUYGUSAL OLARAK CENNETi YAŞIYOR. Onun için mutluyum.”

    Söz konusu diyaloğu buradan video olarak seyredebilirsiniz:

    https://www.youtube.com/watch?v=lyh4Buojr9A

    Başta anlattığım kariyere sahip kariyerinin zirvesinde basketbolcu ve spor adamının 42 yaşında fark ettiği “hayatın anlamı” işte budur.

    Stephen Hawking’i çoğunuz tanırsınız ama biz yine de kısa bir tanıtım yapalım:

    Hawking, fizikle ilgili karmaşık düşüncelerini herkese duyurma ve çok satan “Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Kara Deliklere” isimli kitabıyla adını duyurmuştur. 21 yaşında parlak bir üniversite öğrencisi iken ALS (amyotrofik lateral skleroz) motor neron hastalığı teşhisiyle 2 yıl ömür biçilen 1942 doğumlu S.Hawking halen kuramları ile dünyaca ünlü bir fizik profesörü olarak hayatını sürdürmektedir.

    Evrenin yapısı üzerine çalışmalarını halen sürdüren ünlü fizikçi, birçok ödüle layık görülmüştür. 12 onur derecesi bulunan Hawking, ingiltere Kraliyet Cemiyeti’nin ve Amerikan Bilimler Akademisi’nin de üyesidir.

    ilerleyen hastalığı sebebiyle Stephen hawking süreç içinde yürüyemez, konuşamaz ve hatta cihazsız nefes alamaz duruma gelmiş, konuşamadığı için yazdıklarını sese çeviren bir bilgisayar sistemi marifetiyle dış dünyayla iletişim kurarak bu başarıları elde etmiştir. Ünlü bilim insanı, hayatının konu edildiği geçtiğimiz yıllarda vizyona giren “Her şeyin Teorisi” adlı filmde kendisine hastalık teşhisi konduğu dönemde evlendiği eşine evlatlarını göstererek şöyle der:

    “Eserimize bak!”

    Yani, türlü zorluklara, ilerleyen hastalığı sebebiyle gittikçe bozulan sağlığa ve engellere rağmen fizik alanında bir bilim insanı olarak dünyada elde edilebilecek bütün şöhret, maddi güç, ödül ve başarıyı elde etmiş Hawking için en büyük eser, (evlilikleri yürümese dahi) eşiyle birlikte dünyaya getirdikleri üç tane evlattır.

    Özelersek, Stephen Hawking de tıpkı Šarūnas Jasikevičius gibi, hayatta bir insan olarak üretilebilecek en özel değerin, yaşanabilecek en güzel tecrübenin “evlat” olduğunun farkındadır.

    Bu iki başarılı insanı ve hayata bakışlarını sizinle paylaşma sebebim aslında şudur:

    Böylesi kariyer sahibi iki insanın dahi evlat sahibi olmayı bu derece yücelttiği bir dünyada, yaşadıkları toplum ve dünya için en ufak bir değer dahi üretmeyen kimi insanların, kendilerine bahşedilen “anneliğin” ya da “babalığın” hakkını vermek şöyle dursun, bu güzelliklere ihanetle karşılık vermeleri karşısında iğrenmekle beraber, bu boş özgüvenin kaynağını fazlasıyla merak ediyorum.

    Bütün bunları ortaya koyduktan sonrası önemli gördüğüm noktayı belirterek yazıyı bağlayalım:

    Hayat, sahip olduklarının farkında olan ve bu farkındalıkla hayatını kurmaya gayret edenleri gerçekten mutlu eder.

    Er ya da geç!

    Alper Şirvan
    0 ...