filmin galasından çıkan her devlet büyüğünün ve devlet yetkilisnin ya da sanatçının, uzun lafın kısası galadan çıkan her kişinin aynen şu cümleyi söylediği film olmuştur;
"atatürk'ün insan tarafı gösterilmiş."
bu söylem sırasında ben kahvaltı yapıyordum bir kahvaltı salonunda. her kişinin bu demecinden sonra aynen şu cümleleri saldım. ve kapı dışarı edildim kahvaltı salonundan;
"atatürk'ü putlaştırdığınızı yeni mi anladınız gerizekalılar? atatürk'ü o kadar eleştirilemez yaptınız ki, bir belgesel beyninizdeki tüm yargıları değiştirdi. bu da sizin aptallığınızın kanıtı oluyor işte."
sonra ana caddede cumhuriyet kutlamalarına bakarken düşündüm;
"günümüzde nasıl ki kabe putlardan arındırılmış bir put kıvamındaysa, atatürk de artık günümüzde, insandan başka bir canlı olarak sunulan büstlerden ibaret varlığa dönüştürüldü."
edit; izledim. atatürk, afedersiniz ama şarapçının tekiymiş. can dündar'ın yalancısıyız biz. üstün bir komutan. felaket derecede düzenbaz bir siyasetçi. üstün bir askeri deha. ama gel gör ki yalnız bir çocukluk geçiren her büyük ve tarihi şahsiyet gibi delirerek (ya da delirmeye yüz tutan) ölenlerden.
filmden çıkardığım tek ders ise şu oldu. yalnızlığını planlı kullanan herkes istediği kişi olabilir. ama yalnız ölür.
bir de yazmazsam ölürüm. yeniçeri kıyafeti ne kadar asil durmuştu kendilerinde. ruhu şad olsun.