Fatih Terim'in 2012'ye kadar uzatılan sözleşmesinin usulsüzce uzatılması nedeniyle, belki de zorunlu olarak gerçekleştirilecek olay. Zamanında Mustafa Denizli'nin de sözleşmesinin devam etmesine rağmen maaşının arttırıldığı ve bu yüzden soruşturma açıldığı ortaya çıktı. Son zamanlarda yazdığı yazılarla Federasyonu adeta yerinden oynatan (bkz: Tahir Kum), ortalığı karıştıracak bir habere daha imza attı. Kum, daha öncede turuva atı Lütfu Arıbogan olayını ortaya çıkarmıştı. (bkz: #3663045)
Dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy ve yönetimi hakkında hem dava açılmış hem de Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından soruşturma başlatılmıştı. Sebep; Ulusoy Federasyonu'nun, sözleşmesi devam eden Milli Takımlar Teknik Direktörü Mustafa Denizli'nin maaşını artırmasıydı.
Tıpkı bugünkü gibi.
Dava gerekçesi ise Denizli'nin 01.08.1996'da başlayan ve 30.06.2000'de bitecek olan sözleşmesi daha sona ermeden, 01.01.2000'de yapılan yeni anlaşmayla bunun 2002'ye kadar uzatılması ve devam eden sözleşme şartlarının değiştirilerek federasyonun ek mali külfet altına sokulmasıydı.
Tıpkı bugünkü gibi.
ADLi SORUŞTURMA AÇILMIŞTI
Dönemin federasyonu tarafından 1996'da imzalanan ve 2000'de sona erecek sözleşmeye göre 85 bin Alman markı aylık alacak olan Milli Takım Teknik Direktörü'nün maaşı "sözleşme bitmeden" ikinci kez revize edilerek 140 bin marka çıkartılmıştı. Yani yapılan ilk anlaşmaya göre devam eden sözleşme süresinin kalan altı aylık bölümünde Denizli'ye ödenmesi gereken toplam 510 bin mark, bu anlaşmayla 840 bin marka yükselmişti. Başbakanlık Teftiş Kurulu'na göre "hiçbir hukuki gerekçesi olmadan" yapılan bu tek taraflı artırımla, Futbol Federasyonu'nun 330 bin mark tutarında bir ek mali külfet altına sokulmasının hesabı sorulmalıydı..
Ve soruldu da.
Olay sadece Başbakanlık müfettişlerinin soruşturma başlatmasıyla da kalmadı. Ayrıca dönemin Ulusoy Federasyonu hakkında adli soruşturma da başlatılarak haklarında dava açıldı.
Sonuç olarak; Başbakanlık Müfettiş Yardımcısı Eyüp Özgüç imzalı raporda, "Hizmetin niteliğinde bir değişiklik yokkenherhangi bir hukuki gerekçe olmaksızın yapılan bu anlaşma, federasyona ek mali yükümlülük getirmiştir. Sözleşmelerinsüresi dolmadan ücret artışı sağlanması şeklindeki işlemlere bundan böyle yer verilmemesinin Federasyon YönetimKurulunda prensip kararı olarak benimsenmesi gerekmektedir. Bu anlaşma tek taraflı ağırlaştırılması sonucunu doğurmuştur" denildi.
Genel mahkemelerde açılan dava ise Yargıtay'ın, Mustafa Denizli'nin Fenerbahçe'ye gidişinden federasyonun kasasına koyduğu 500 bin marklık tazminatı göz önüne alarak verdiği "Federasyon yönetimi, genel kurulunda ibra edilmiş ve mali giderleri onanmıştır" kararıyla sonuçlandı.
BiR SÜRPRiZ OLUR MU?
Bakalım, o gün Denizli'nin sözleşmenin bitimine altı ay varken zamlı olarak uzatılmasına, "Buna ne gerek var?" diyenler, bugün Fatih Terim'in sözleşmesinin bitimine daha 21 ay varken zamlı olarak uzatılmasına da aynı tepkiyi gösterebilecek mi?
O gün Ulusoy Federasyonu'na bu 330 bin marklık artırım için "Hukuki bir izahı yok" diyenler, bugün Özgener Federasyonu'na 2.5 milyon YTL'lik artırım için "Buna ne gerek var?" diye sorabilecek mi?
Çok zor.
Çünkü Futbol Federasyonu ile ilgili mevzuatta yapılan değişiklikle federasyon özerk bir yapıya kavuştu. Artık federasyon; bakanlığın gözetim ve denetiminden muaf.
Her ne kadar Futbol Federasyonu yeni kanunla özerk bir yapıya kavuşsa da yargı konusunda ne kadar özerk olunabilir (!) o bilinmez.
Bakalım 2000 yılında Ulusoy Federasyonu'nu büyük bir sürprizle karşı karşıya bırakan "aynı gerekçe" bugün Özgener Federasyonu için de sürpriz bir sonuç doğuracak mı?