bundan önceki arabamda kaçak olduğu için sürekli kutup başını sökmek zorunda kalıyordum. bir akşam kontağı evde bulamadım. arabanın içinde ya da kaputun altında unuttuğumu düşündüm. eski tip manuel tansiyon aleti ve bir adet aliminyum askılıkla arabanın kapısını yaklaşık 1,5 dakikada açtım. kontak çimenlerin arasına düşmüş. ben kendi arabamı boşuna soymuş oldum.
aynı arabanın bütün su boruları zamanla eskidiği için sık sık çatlayıp bir yerlerinden su akıtıyordu. bir akşam izinli günümde tam çiftlik kavşağının orada kaputtan dumanlar çıkmaya başladı. sağa çekip sorunu buldum. ucu çatlamış borudan fışkıran su motorun sıcaklığıyla buharlaşıyor, klimadan da inanılmaz ağır bir koku geliyordu. boruya ulaşabilmek için hava filtresini tamamen söküp altındaki boruya ulaştım. tamir etmem yarım saat sürdü.
aynı araba otomatik olduğu için frene basmadan vites değişmiyordu. bir gün çalıştırdım ama vitesin kilitlendiğini farkettim. sorunun fren müşüründen olacağını tahmin ettim. fren pedalının altındaki elektronik müşürü söküp temizleyip yerine takmam yaklaşık 10 dakika sürdü.
yine geçen akşam saat 12 civarı avize ışığı eşimi rahatsız etti. avize kolları yukarı doğru bakıyordu. avizeyi en ufak parçasına kadar söküp kolları aşağı doğru çevirdim ve tamamen topladım. bitirdiğimde saat 1,5 olmuştu.
bütün bunlardan çıkarmamız gereken 2 sonuç var:
1- erkek adam kendi işini kendi yapar. yapamıyorsa da öğrenir.
2- Volkswagen pişmanlıktır. insana ustalık öğretir. toyota candır.