Küçük bir çocugun başka birisinin dudaklarını öpmenin nasıl bir his olduğunu sorduğuna şahit oldum.
Daha yaşamadığı güzelliklerin düşleriyle uyuyabildiğini anladım.
Aşklar ve öpücükler için acele etmemek gerekir.
Hepimiz babalarımızdan, dedelerimizden 80'li yılların aşk hikayelerini duyuyoruz.
'' Bütün ilişkiler zamanla rayına girer. '' diye söylenirlerdi bizlere.
Şimdi her şey daha farklı, gençler sabırsız ve aşklar değersiz.
Çıkmak diye bir kavram var, oğlan kızı sever, çıkma teklifi eder, beraber yemekler yenir sinemalara gidilir kaçamak öpücükler verilir, bir süre sonra birbirlerinden sıkılırlar ve ayrılırlar.
Bu ne bir aşktır ne de sevgidir.
Bizim neslimiz teknoloji aşinası, aşkların kıymetini bilmeyen ve hormonlarının doğrultusunda yürüyen bir nesil.
Belki benim çevrem sadece böyle fakat büyüklerden ve sokaklardan kulaklarımıza gelenler de bu yönde.
Aşklar ve öpücükler için acele etmemek gerekir.
Bunlar yaşandığında insana keyif vermelidir.
Aşkları ve öpücükleri yaşamak için mücadeleler verilmelidir.
Bu tür şeyler mücadele verilmeden kazanıldığında anlamı kalmaz.
Bu yüzdendir Aşık Veysel'e aşk nedir dendiğinde '' oğlan kızı sever, kavuşamaz aşk olur. '' diye cevap vermesi.
Dudakların birleştiği vakit gözler kapatılmalı, boyun sağa eğilmelidir.
Dudakların birleştiği vakit her şey unutulmalı ve sadece dudaklara konsantre olunmalıdır.
Ölümle başlayıp aşk ile biten yazılar gibidir yaşamak.
Her an ne olacağını, karşımıza kimlerin çıkacağını ve kimlerin dudaklarıyla öpüşeceğimizi önceden kestiremeyiz.
Aşklar ve öpücükler için acele etmemek gerekir.
Olacaklar zaten olur.