islam inancına göre allah'ın gayrimüslimlere reva gördüğü azaptır.
sonsuz kudret ve merhamet sahibi bir yaratıcının, kendi yarattığı zayıf ve aciz bir canlıya sonu gelmeyen acılar çektirecek olması, en büyük molla ve alimleri bile ikirciğe sürüklemiştir.
çevremdeki müslümanlara bunu söylüyorum, birazcık derin düşündüklerinde onların bile havsalası almıyor. kuranın hükmüne ters olarak, "ben allah'ın herkesi affedeceğini düşünüyorum" diyorlar.
çünkü "her şeye ama her şeye gücü yeten bir varlığın" yarattığına bırak cehennemdeki tahayyül dahi edilemeyen sonsuz acıları çektirmesini, dünya'da bir karıncayı dahi incitmemesi gerekirdi.
diyorlar ki: hamsın, pişeceksin. gerekirse allah için türlü acılar da çekeceksin ki cennetin değerini daha iyi anlayasın.
bak ben de diyorum ki, bu sistemi var eden, "her şeye gücü yeten allah'ın" sınırsız bir veri tabanı yok mu? ne burada ne tahtalı köyde acının, azabın olmadığı daha dostane bir sınav şekli oluşturamaz mıydı? yani pişmek için illa acıdan kıvranmak mı gerekiyor? hadi onu da geçelim. sınavdan sorumlu olanlar cinler ve insanlar olduğu halde, kendilerine cennetin vadedilmediği hayvanlar neden hastalanır, neden acı çekerler? sorumlu olmayanların bile acı çektiği bir hayatı düşünebiliyor musunuz?
yarattıklarına çok daha iyisini verebilecek, "verdiğinde de gücünden hiç bir şey kaybetmeyecek bir tanrının" bize verdiği buysa, bu tanrıya nasıl iyi bir varlık diyebiliriz?
bak ayete bak
Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. iyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır.(bakara-214)
