flaneur

entry11 galeri
    4.
  1. gezerken seyreden, kosnul ve karamsar tabiatini sinirsiz sorumluluga lehimleyerek ya$amdan gerekli hazzin alinmasi gerektigini du$unen ama bunu yaparken de ozundeki bilgelik vasfindan uzakla$madan, atavik dogmalardan arinmi$ bir ozbenlik ile kutsal sirri-insan nedir ki?- kozmopolise aciklama derdine du$mu$ ya$am acemileri icin soylenegelmi$tir cogu kez.

    les fleurs du mal gibi kult bir eserin yaraticisi charles baudelaire icin bir onad olmaktan cok bir altkimliktir flaneur; allen ginsberg, gary snyder, william seward burroughs, jack kerouac, neal cassady gibi beat generation azaları icin de soylenegelse de, en cok arthur rimbaud'ya yara$ir nezdimde. oyle ki; daginik saclarla "dunyanın anasini ben siktim, babasi da ayakta alki$ladi" minvalinde adimlamak ya$ami, oyle kolay i$ değil. en tâbi haklardan biri olan "tembellik hakkı"nın kullanim limitini geni$ tutmak gerek en ba$ta; pervasiz olmak ama kopuk kalmamak, bilmek-yorumlamak ama irdelememek gerek.. birazcik dünyanın anasini sikmek lazim sozum ona.

    gelgelelim; walter benjamin yazin literaturune bu sozcugu kazandirdiginda yusuf atilgan'in aylak adam'indan bihaberdi elbet... on the road, her ne kadar bir flanor miti olsa da benim gozumde turist omer kadar etkili olamadi. ama yine de bu, "turkten flanor planor olmaz ulan, ne o oyle, karı gibin" fikriyatindan uzakla$mam icin bir neden olamazdi elbette: haksiz olmadigimin farkindalıgina nailim, çunku bizden flanor cikmaz.

    -cok $ukur- delikanlimiz, aylağimiz, serserimiz var bizim. ucuz $arap $i$elerinde balık olan ayya$larimiz, zom gezen delilerimiz, ucurtmalari elektrik tellerine takilan cocuk(luk)larimiz falan var. zaten aylaklik bizim icimizde her zaman var: seviyoruz gezmeyi dola$mayi, "uyumuyoruz ulan" demeyi, "ilk uyuyan ibnedir"leri, "alkolizm engellenmez"leri unutamiyoruz. unutmak icin hatira defterlerimizi yakali cok oldu.

    cunku biz, icimizdeki serserinin sigarasini hâlâ yakamadik. yakamadik.
    0 ...