[el erzurumi'nin varolan durum cozumlemeleri ve simulacrum ba$liginda bahsettiklerini de gozardi etmeden]
zaten kopya halinde olanin, kopyala$tirilmi$ hali diye acikliyor jean baudrillard simulakrumu. baudrillard'in en vurucu tespiti ve iddiasi, gerceklerin imajlara, simulakrumlara donu$tugunu soylemesi; bunu derken de olumlayici argumanlarla fikrini desteklemesi ve modern dunyaya postmodern bir baki$ atarken aslinda kendi du$unsel patikasina ters bir $ekilde a$iri realist bir kivama gelmi$ olmasidir. insan simulakrumu'nu maykil ceksin ornegi uzerinden poster child'a yorungelendirmemizi isterken; kavramlarin acikligi ve kavramlarin secikligi ile de algilarimizi acar. aslinda baudrillard'dan uzun zaman evvel gilles deleuze tarafindan fark edilen simulakrumda onemli olan, bizim bizden cikip ba$ka bir biz'e donu$memize sebep olan imajlar dunyasinin tam da bizim ya$adigimiz dunyanin kendisi olmasidir. hepimiz roman kahramanlarina, film/dizi'lerdeki cilgin a$k'lara, tum butunle$ik ili$ki oruntulerine, iyiye/dogruya/marjinal'e olan temayulumuzun reele transplantasyonuna giri$tigimizde kar$ila$tigimiz hayalkirikliginin dozajidir. daha yalin bir ifadeyle; olmasini istedigimizin olmadigini gordugumuzde ya$adigimiz $ap$alla$ma, uzucudur. ustelik hayatin her alanina da sirayet etmi$tir ve bir emergency buton'u da yoktur. baudrillard, haritanin yirtildigini, pusulanin kirildigini, ahmet cakaresk tabirle 'geri donu$u olmayan bir yola girmek'te oldugumuzu mu$tular.
mu$tu?
yalniz pesimist dunya goru$une sahipler icin degil, realistler icin de bu bir mu$tudur. ha belki de mu$ta.. i$te, hayallerde ya$iyor bazi ibneler olayi da bu. kizmayin bana. mujk.