ölen birinin sesini unutmak

entry33 galeri
    20.
  1. geçtiğimiz hafta sonu iki çocukluk arkadaşımla rakıya çıktım. uzun süredir de görüşemediğimiz için birikmiş konular tartışılmayı, yıllanmış anılar da yâd edilmeyi bekliyorlarmış.

    arka fonda zeki müren, müzeyyen senar gibi efsanelerin de şarkıları çalmaya başlayınca ortam bir değişik bir havaya büründü. ben tam büyük rakının dibini bardağıma doldururken arkadaşlarımdan bir tanesi kaybettiklerimizden, bu fani dünyadan göçüp giden sevdiklerimizden lafı açtı. bir sürü güzel insan çekip gitmiş. o gece hepsinin kulaklarını teker teker çınlattık. tam saygılarımızı sunmamız bitti derken diğer arkadaşım ''baban da keşke hayatta olsaydı, bizimkileri de alır çıkardık'' dedi.* ikisinin de babaları sağ, ben benimkini 2 sene önce toprağa verdim. küçük bir sessizlik oldu, ardından da o arkadaş bana gecenin en ağır sorusunu sordu.

    - '' hatırlayabiliyor musun abi ? hatırlamaktan kastım ismi cismi değil, rahmetliyi düşününce sesini kulaklarında duyabiliyor musun ? '' dedi.

    dürüst olmak gerekirse daha önce hiç düşünmemiştim. soru gelince ister istemez düşünmeye, hafızamı zorlamaya başladım. yok, hatırlayamıyorum. olmuyor. kendime sinirlendim ama masaya belli etmedim. alkolün de etkisi var tabii, hatırlayamadıkça daha da sinirlerim bozuldu. ben susunca anladılar vaziyeti, hemen konu değiştirildi ama ben soruya ve cevabına takıldım kaldım. açılan yeni muhabbete katılıyorum ama kafa hep başka yerde. neyse, geldik gecenin sonuna. sarıldık, helalleştik, ayrıldık. atladım bi taksiye, istikamet ev. kafaya taktım bir kere. odaklandım, düşündüm, yine yok. taksici de yollar bom boş olmasına rağmen 2. vitesten yukarı çıkmıyor, o sinirle patladım dedim bas şu amk gazına, at şu vitesi 3'e. herhalde anladı barut gibi olduğumu, hiç cevap vermeden boş yolun hakkını verdi. bir anda kendimi evin önünde buldum zaten. merdivenleri sallana sallana çıktım, girdim eve. zil zurna değilim ama bayağı iyiyim. şansa anne de uyanıktı. yürüyüşümden, sesimden, kapıyı kapatışımdan bile anlar ruh halimi. ne oldu ? diye sordu, durumu anlattım. dedim böyle böyle. babamın sesini unutmuşum, hiç farkında değilim. hemen çözümü buldu. pratik kadın. zamanında düğün kasetlerini gidip cd'ye aktartmış.* odandan bilgisayarı getir dedi. getirdim, taktık izledik. rahatladım tabii. olmasaydı sıkıntıydı.

    uzun lafın kısası, kendinizi sevdiklerinizle birlikte mümkün olduğunca filme alın. fotoğraf dondurulmuş anlardan ibaret bir şey. söylediğim fotoğraf çekmeyin anlamına gelmiyor tabii, bol bol fotoğraf da çekin ama kıymet verdikleriniz hazır hayattayken onların seslerini, kendilerine has jest ve mimiklerini unutmamak için video çekmeyi de ihmal etmeyin.

    görüldüğü üzere gibi bir gün lazım oluyor. size de lazım olacak.*
    4 ...