farkedildiğinde en başta aşk olmak üzere, bütün güzel şeylerin içine eden, ama söylenen kişi tarafından hep bir bahanesi, mazereti bulunan sahici olmayan söz dizisidir.
çok büyük aşkla sevilen, birlikte unutulmaz anların yaşandığı, uğrunda her fedakarlığın göze alındığı, sadece birlikteyken mutlu olunduğunun karşılıklı hissedildiği, kendisine her konuda açık olabileceğinin, net olması gerektiğinin, bir sorun varsa dürüstçe paylaşırsa çözmek için destek ve anlayış göreceğinin açıklanmasına rağmen, kişinin söylediği, ortaya çıktığında da "seni kaybetmemek için" diye bir gerekçe gösterdiği, böylece kaybedişi ışık hızına dönüştüren, gözde sinek kadar bile kalmamasına sebep davranış biçimidir.
"iyi ettin, iyi b.k yedin, o kadar fırsat verdim, kapı açtım, dürüst ol, bir şey gizleme, yalan söyleme dedim, sen ne yaptın? yüreksizliğin, kolaycılığın yüzünden, üç kuruş baba parasından geçemediğinden, uğruna herşeyden geçen aşığını kaybettin. mis gibi aşkın da, benim aşka, hayata, insanlara dair tüm inancımın, ritüellerimin de içine s.çtın, şimdi çek git. beni daha fazla seviyene indirmeden defol hayatımdan ve görüş sahamdan, ve lütfen kendini yalancı diline hakim olabilecek duruma gelene dek, bütün hemcinslerimden hatta ara cinslerden de uzak tutacak bir yere kilitle. ben de her seferinde ödlek ve zayıf karakterine küfretmek için, yalan üzerine söylenmiş tüm şarkıları dinleyeyim." dedirten "kişi" değil, "şahıs" değil, "adam" zaten hiç değil, şey'dir. artık her sabah, ve her akşam kapı önünde beklese, yalvarsa, bahanelerle karşılaşılmaya çalışsa da, o yalanın ta kendisi olmuştur. hiç olmuştur.
ayrıca, bütün şarkıcılarınki dinlenip okunup,hatırlanıp da ebru gündeş'in dinlenilmediği ya da kendisine haksızlık edildiği fikrini çağrıştıran, şarkısıdır.
kırık dökük bir sal gibi.
battım ha batacağım.
mahşer günü günahına.
inan kefil olacağım.
dönmeyeceksen söyle.
ateşinle yanacağım.
yandığım ateşler de.
sevdan gibi yalan, yalan.
yalan, yalan, yalan, yarim.
yalan, yalan, yalan, yalan.
şeklinde sözleri olup, bu satırların sahibi de dahil, dinleyenleri, özellikle yalan nakaratı sırasında ziyadesiyle duygusallaştırdığı da görülmüştür.