yüreğini ezersin, özünü döversin...
an olur burnunun direği sızlar...
duymazdan gelirsin, aklını başka şeye çevirirsin...
hiç alakasız bir şey sabrını sınava sokar ansızın,
gözlerin dolar...
birini akıtsan diğerini yakalar durdursun,
ki; koyvermeyi engelleyesin...
sonrakiler içine akar artık...
gönlüne, yüreğine...
her damla bir çekiçtir özüne...
özün dövüldükçe duruşun değişir, daha bir dikleşirsin,
ki; bu dikliğin damarı;
mürekkebe, kağıda dokunmadan ilmederken arif oluşun verdiği metanettir.