ışığı açık bırakma, herhangi bir şey olursa kontrol edebilme isteğinden, var mı yok mu diye tetikte olmaktan kaynaklanır. seneler önce, ergenlik zamanlarımdaki bendim bu.
çevrede bir şey olmadığını görebildikçe içim rahat eder, öyle uyurdum. bir ara duşta üzerime bir şey gelir falan korkusuyla gözlerimi kapatmadan duş alırdım.
yani aslında kendimizi koruyabilme mekanizmasından geliyor. hayvanlardaki gibi bu durum. örneğin kedi ve köpekler de kendi alanlarındayken sürekli etrafı kolaçan ederler. tetiktedirler. bu durum da aynıdır. salaklık falan değil. burada insanı korkutan durum zaten tam olarak kontrol edemeyeceği bir varlık. her canlı gibi biz de bundan korkarız, varlığına inanıyorsak.
ben deneyip yanılma yoluyla öğrenmiştim böyle şeylerin doğruluğunun olmadığını. bir de lütfen sizi korkutan şeylerin kaynağını, nereden öğrendiğinizi vs iyice sorgulayın. çünkü korktuğumuz her şeyi biz kendimiz öğrenmişizdir. genelde cinlerle ilgili şeyler aileden, çevreden, korku filmlerinden öğrenilir. bunları baştan sorgulamak, gerçekten böyle mi diye üzerine bir kez daha düşmek yararlı olabilir. öğrendiklerimizi düzenleyerek her türlü korkumuzu da yavaş yavaş yenebiliriz.