müzik tarihindeki en büyük eserler zinciridir. pek kimse anlamaz, ama anlayan da vurulur kalır. bu başlığı yıllar önce, ahanda resmen 10 yıl önce, ben açmışım, ama tabii çoktan unutmuştum, şimdi aynı kelimeleri yazınca baktım, böyle bi başlık var, oooo dedim sözlükte başka müzikten anlayan adamlar da varmış, ama baktım, entry i yazan da başlığı açan da benim.
bu konu derin bir konudur. johann sebastian bach "das orgelwerk", yenir yutulur bir konu diildir. unutulmasın ki jsb hayatını kilisede org çalarak kazanıyordu, pek öyle dindar birisi olmadığı hatta ateist falan olduğunu iddia ederler, çünkü hiçbir zaman ben dindarım falan dememiştir, ancak müzik konusundaki eşsiz dehası, yani bir kere gelmiş bir daha gelmemiş bir dehadır jsb, yüzünden "das orgelwerk" kiliseye, dindarlara mal edilmiş, ve sanki kilise müziği edebiyatıymış gibi algılanmıştır.
bach, garip bir biçimde kilisede ayinler esnasında söylenen şarkılara takmıştı, bu şarkılar üzerine yazdığı ismini de "choral" koyduğu yüzlerce eser vardır, hepsi de org içindir, hepsi çalınması çok güç eserlerdir, yani kilise şarkısının çok ötesindedir.
bach orgçu olduğu için, ve hergün kilise de orgla etüdler yaptığı için tabiatıyla bu enstrumanı çok iyi tanırdı. o yüzden "das orgelwerk" onun kendisini tamamıyla "evde" hissettiği bir konumdadır.
das orgelwerk, 23-24.000 sayfa tutar !! müzik alanında bir insanın aklına gelebilecek ya da gelemeyecek herşey bu eserlerde mevcuttur.
mesela ne diyosunuz, şarkı "coverlamak" diyosunuz di mi?..birisinin şarkısını başka birisi değişik bir yorum ya da ritmik melodik öğe katarak coverlıyo, bazıları güzel oluyo bazıları da o kadar güzel olmuyo, hepiniz buna biraz biraz aşinasınız.
şarkı coverlamak olayının mucidi johann sebastian bach´tır, sevgili sözlükçüler !!
eski, ortaçagdan kalma kilise şarkılarından bazılarına üstad feci bir şekilde kafayı takmıştı, mesela "jesu meine freude" isimli kilise şarkısını 26-27 kere coverlamıştır !! mesela "christ lag in todesbanden" isimli kilise şarkısını da hem org eserlerinde hem de koro müziğinde öyle böyle diil bayaa bayaa 30 kere falan coverlamıştır.
bi de bu deli adam, şarkıyı coverlar, sonra da o coverladığını coverlar !!
mesela 3 saatlik matthäus passion´da aynı şarkıyı 9 kez duyarız. eser ilerledikçe şarkı - ki o da bir kilise şarkısıdır- da değişir. aynı şey johannes passion da da olur, johannes passion daha sonraki bir eseridir bach´ın, orada bestecinin iyice keçileri kaçırdığını, kilise şarkısını coverlamaktan allak bullak ettiğini gözlemleriz.
bazı eserlerine, insanlıkla dalga geçmek istemiş olacak ki, çok basitmiş gibi isimler takar !! mesela ein kleines büchlein - bir küçük kitap´çık- ismini verdiği eserler silsilesi belki de insanoğlunun müzik adına ürettiği en büyük eserlerden birisidir !!
aynı şey das orgelwerk´te de vardır adam 3 adet kocaman kitap dolusu nota yazmış, bir sürü kilise sarkisi coverlamis, habire, kimsenin anlamadığı çalması hemen imkansız olan bu 3 büyük kitaba tutup "die clavierübungen - piyano alıştırmaları" ismini vermiştir.
3üncü piyano alıştırmaları "3te klavierübungen" anlaşılması çok güç kilise şarkılarının matematiksel analizleri sonucu oluşturulmuş armonik matematiksel bir almancada "gipfel" derler türkçeye herhalde "zirve" olarak çevirmek gerekir, zirvede bir kitaptır. bu eser anlaşılmaz olduğu için hemen hiç kimse tarafından çalınmaz...
mesela nedir? dinlediğiniz bütün şarkıların vurucu bir "nakarat" kısmı vardır öyle diil mi? bu nakarat kısmı hangi tür müzik dinliyor olursanız olun şarkı boyunca 3-4 kez tekrar eder, ve siz şarkıyı böylece öğrenirsiniz.
johann sebastian bach´ın müzik anlayışı böyle diildir. hiçbir zaman aynı şeyi bir kez daha aynı şekilde getirmez !! "müzik diyalektiği" dedikleri şeyin ilk ve neredeyse tek örneğini johann sebastian bach´ta buluruz.
eğer günün birinde das orgelwerk´i dinlemeye kalkışacak olursanız, "bu ne lan kafa zikiyo adam resmen" noktasından "vay canına bunun böyle olduğunu daha önce duyamamıştım" noktasına gelmeniz arasında bi 5-6 yıl geçecektir.
das orgelwerk´i tamamen çalmış birkaç büyük orgçu mevcuttur. 3 isim veriim, gerisine kendiniz bakın...ikinci dünya savaşından sonra toplumların eğitilmesi amacıyla bir kültür rüzgarı esti ve bu adamların üçü de o zaman ortaya çıktılar, bunların birincisi ve en önemlisi büyük alman org virtuozu helmut walcha´dır. hemen arkasından bir başka büyük orgçu amerikalı dennis schmidt gelir..bir başka büyük orgçu alman wolfgang stockmeier de bütün bachları çalmıştır.
eğer müzik arşivinizde "das orgelwerk" yoksa o arşiv tamamlanmış sayılmaz. belki o 24.000 sayfanın hepsini anlamazsınız, ama anladığınız eserler dinlediğiniz en muhteşem eserler arasına direkt dalış yapacaktır.
simon preston da fena çalmadı bach´ları...ton koopman da büyük bir orgçudur, ancak çok fazla frazierung yapıyo o, ama onu beğenen insan sayısı az diildir, ben sevmem, ama belki sizin hoşunuza gidecektir. bence bach´ları en iyi çalan adam helmut walcha´dır...
bu, büyük bir serüvendir, zamana yaymak gerekir. bir anda olacak bir iş diildir.