hasan hüseyin korkmazgil

entry110 galeri video1
    18.
  1. şu lanet baş ağrısı

    Yine başladı başım

    Yine dünyam kapkaranlık

    ne aspirin ne novaljin

    ne şurup eczanelik ağrı değil

    bu benimkisi

    değil dostlar





    beyin değil

    işte elektrosu

    işte yürek

    saatli bomba sanki mübarek!

    ağrısız baş

    taş altında» diyorlar anlıyorum domuzuna

    anlıyorum it gibi

    ama işte dindirmiyor ağrımı algılamak bu gerçeği



    yıllar var ki şu ülkede şöyle sıcak

    şöyle mutlu şöyle yürek soğutan

    tek bir haber değmedi kulağıma

    tek bir olay yaşamadım hep kan gölü



    hep gözyaşı hep kargış sanki

    yunus yaşamamış bu topraklarda

    hacıbektaş diye biri geçmemiş buralardan



    toprakları sürecektik kardeşçe

    ekip biçip harmanlayıp

    kardeşçe denizler ki yok bir eşi dünyada

    göller ki ırmaklar ki çaylar ki

    madenleri sökecektik kardeşçe

    yeşillere saracaktık kırları kıraçları okullarlı

    yuvalarlı parklarlı

    geniş güzel caddelerli kentler kardeşçe





    yine başladı başım

    yine dünyam kapkaranlık

    hep de böyle güzel düşler kurarken



    hep de kulak kabartırken tv'de haberlere

    bakarken başlıklarına gazetelerin

    tam da eğilirken yüzüne sevgilimin



    öperken alnından bir güzel başarıyı

    belki yalan belki doğru ama insanca



    bir öykü anlatırken dostlara

    bir kadeh birşeycikler bir kuytu köşecikte

    iki fiskos ederken

    yem atarken balkonda serçelere

    sardunyaya kızarken niçin açmadın? diye ..



    filistin'i düşünürken otobüs durağında

    dalmışken kavak dallarının sabah ışıltısına yıldızları

    gagarin'ce görüp gözlerken sıvazlarken enflasyonu etsiz soframda



    düşte deve görmeyi yorumlarken yatakta

    sesine kapılmışken telefonda birinin

    gülümserken suratına asalak devrimcinin

    şiirini deşelerken çöplüksel bir olayın

    kaçırılmış fırsatlara ağlarken türkülerde

    ve sessizce ölüşünü bir koca kelebeğin

    saksıda sarmaşığın güneşe gülüşünü

    çokboyutlu izlerken ortasında alnımın

    birdenbire bir ağrı



    neye vursam ?

    hangi taşa bu başı

    kime sövsem

    hangi puşta!

    hangi soysuza!

    onursuzluk batağının yarınsız yaratıkları

    bu insan kılıklılar gözdeki pırıltının

    alındaki ışığın

    sevginin saygının

    güzelin düşmanları



    bu inatçı başağrısı böyle bu değil

    dostlar değil dostlar

    başımın suçu değil

    nezaman ağrısa erciyes karlı başım

    bakıyorum ağrıyor

    erciyes'e dönmüş başı



    şu güzelim ülkenin



    değil dostlar

    bu değil güzel günler görünürde yok

    daha bunak düzen kan istiyor

    su değil

    suçlu sen ben suçlu şu bu

    o değil



    Suçu vurmak gerekiyor suçluyu değil

    Hasan Hüseyin Korkmazgil
    11 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük