haftada bir türküsünü dinleyip ısındığım metallica albümü death magnetic'deki favori şarkım. sheikh ahmed al tuni ve tomatito'dan sufi ve flamenko düeti üzerine unforgiven iii'le doğu-batı sersemine dönsem de, değer beyaw.
müslüm baba'nın bile favorileri olan and justice for all ve one'dan sonra, kara donlu albümleriyle* vuruldum ki klasik müziksever salzburg* ve viyana* ahalisini bu albümle avladılar zaten. mozart'ın tek notası eksilince tarumar olan kusursuz müziği misali; su gibi akan şarkılardan sonra bu albüme kadar bocalayıp* hak yola geldiler bu allahın abdestsizleri.
sözlerini ilk dinlediğimde, ''gidecek yerim mi var'' diye böğüren emre altuğ türküsünü hatırladım bir an ama silkinince geçti.
unforgiven iii, benim gibi taş kafalı, riften miften anlamayan düz metalcileri önce yavaş yavaş ritmi arttırarak müziğin tepesine çıkarıp* orada sarsarak aşağı bırakıyor. ahanda o şarkı bu olmuş albümde. ana teması ıslıkla çalınabilecek kadar akılda kalan bir türkü. yahuda'nın mucx'unu* da sindireyim, onu da yazayım. şimdilik şen olasın hetfield, viva la metallica!