ah ahhhhh dilde tüy kalmadı ulusalcı-mgk cı tayfanın solla, sosyalizmle uzaktan-yakından bir ilgisi olmadığını anlatmaktan. hendeği kazıp deve siparişini verdim bırakıyorum bu işleri. son defa farklı bir anlatım yolu deneyelim bakalım ne olacak.
1 ( yazıyla bir ) 2 ( yazıyla iki ) = ( yazıyla eşittir )
1 (yazıyla bir ): çarpmada etkisiz eleman, f(x)= 1/x fonksiyonunun altındaki alanın, x=1 ve x=e hattı arasında kalan kısmının değeri, tek sayı...
2 ( yazıyla iki ) : en küçük asal sayi, bütün çift sayıları kalansız bölme özelliği olan, 1 den sonra 3 den önce gelen sayı...
= ( yazıyla eşittir )= bildiğiniz eşittir işte, iki benzer şeyin arasında ki denkliği göstermek için kullanılır.
1 = 2 ( bir eşittir iki ) mantıklı mı? ( eğer mantıklı diyorsan allah yardımcın olsun ) demek ki neymiş? bir, ikiye eşit değilmiş.
ulusalcılık: ( tdk'da rastlanamadı ) kendi kendimize tanımlamaya çalışalım, milliyetçilik teriminin kirlenmesi ve sağ kesimle özdeşleştirilmesi sonucu sola yakın durduğunu zanneden insanlar tarafından kimlik edinilen bir terim. ulusalcıların favori kanalları çoğunlukla kanaltürk (-dü) olmakla beraber, laik-irticacı ayrımı onlar için en başta gelir, zaman zaman da faşizan söylemlere kayarlar. şeriatçılardan nefret ettikleri kadar "aydın" adını taktıkları liberal-solcu kesimden de aynı ölçüde tiksinirler. çünkü bu insanlar sözgelimi konu türban olduğunda insan haklarından, kürtler olduğunda yine insan haklarından, demokrasi ve özgürlüklerden anında vazgeçerler. vatanlarını en çok onların sevdiği gibi bir yanılgının içinde de bulunabilen ulusalcılar, hulki cevizoğlu'nu askeri ve chp'yi severken görülebilirler. yapamadıkları bir ayrım da vardır. anti-empreyalist duruşları ile göze çarpan bu insanlar, gıcık oldukları liberal-sol kesimle mehmet ali birand-vari insanları asla birbirinden ayıramazlar; "hepimiz hrant'ız" diyene "ermeni yalakası, türklüğün yüz karası"; "vicdani red!" diyene "vatan haini", "insan hakları" diyene de abd uşağı, emperyalizm maşası diye hitap etmekte hiçbir sakınca görmezler. ancak gerçek sol vatandan milletten önce insanı , insanın özgürlüğünü, eşitliğini ve zulüm edene (emperyalist amerika olsun, 301ci savcı olsun, işkenceci polis olsun olsunda olsun) baş kaldırmayı savunur,( alıntı efem )
solcu/sosyalist: sosyalizm i benimseyen ve gerçekleşmesi için mücadele eden kişi. eşitliği savunur, insanların inançlarını özgürce yaşabilmesinden yanadır ( yaniiii türbana/başörtüsüne karşı değildir ancak; akp ve benzeri zihniyetlerin türbanı/başörtüsünü bir siyasi rant olarak kullanmasına karşıdırlar. onlara göre kadın ne erkeğin ne de iktidarın kölesidir.) sınıfsız-sömürüsüz bir dünya özlemi duyarlar. ( en kısa anlatımıyla tabii )
nazım üstad ın anlatımıyla:
sosyalizm,
yani şu demek ki, dayı kızı,
sosyalizm,
senin anlayacağın yani,
el kapısının yokluğu değil de
imkansızlığı.
ekmeğimizde tuz,
kitabımızda söz,
ocağımızda ateş oluşu hürriyetin,
yahut, başkası yel de,
sen yaprakmışsın gibi titrememek,
bunun tersi yahut...
sosyalizm,
devirmek dağları elbirliğiyle,
ama elimizin öz biçimi,
öz sıcaklığını yitirmeden.
yahut, mesela,
sevgilimizin bizden ne şan, ne para,
vefadan başka bişey beklemeyişi...
sosyalizm,
yani yurttaş ödevi sayılması bahtiyarlığın,
yahut, mesela,
-bu seni ilgilendirmez henüz-
esefsiz,
güvenle,
emniyetle,
gölgeli bir bahçeye girer gibi
girebilmek usulcacık ihtiyarlığa,
ve hepsinden önemlisi,
çocukların ama bütün çocukların,
kırmızı elmalar gibi gülüşü...
yani neymiş? ulusalcı = solcu/sosyalist değilmiş.
düdüt: taşıya taşıya bi hal olduk anasını satayım be.