son gece...arabada, bir kac dakika sonra o inip evine gidecek, siz sabaha karsi kalkacak ucaga dogru yol alacaksiniz. goz goze gelmemeye ozen gosterilir ki yaslar birbirlerinden cesaret alip akip gitmesinler. "ben yokken dikkat et kendine, gozum arkada kalmasin" dersiniz guc bela, o bu kadarini bile soyleyecek gucu bulamaz sadece "tamam" dedigini secebilrsiniz isirmakta oldugu dudaklarinin arasindan. sarilirsiniz, opersiniz her zaman ki gunluk ayriliklardan biriymis gibi davranmaya ozen gosterirsiniz, sanki ertesi sabah yine gorusecekmissiniz gibi....arabadan inmeye yeltenir, artik vakit tamamdir, sizden bir sey kalsin istersiniz onda yeniden gorusene kadar bir emanet...sanki sizin yeniden gorusebileceginizi garanti edecekmis gibi gelir o an, sanki siz yokken sizin yerinize sevdiginize sahip cikacakmis gibi ayni zamanda....cocukluktan beri sizinle olan baba yadigari kolyenizi cikarir uzatirsiniz..."ama" der "ama bu..." daha fazla konusmasina musade etmeden "sende kalsin daha iyi, dondugumde alirim" dersiniz. o indikten sonra tek bos kalan yeriniz boynunuz degildir artik...veda etmek buna benzer bir seydir...acidir, zehirdir. kavusmak tek panzehiridir.