sarı öküzü verdikten sonra bunlar gayet doğal teklifler.
5216 sayılı yasayla büyükşehir ve ilçeler arasında, görev, yetki, sorumluluk, tasarruf dağılımı yapılmıştır. bu yasa, istanbul ve kocaeli gibi iller için gayet de yerindedir. ancak ankara ve izmiri bile tartışırken 6360 sayılı yasayla yeni büyükşehirler yarattığın anda sarı öküzü çoktan vermiş oluyorsun.
yoğun olmayan, dağınık şehirleri büyükşehir yaptığın vakit o ilin ilçelerindeki belediye başkanları sadece birer şube müdür haline gelirler.
muğla'nın marmaris ilçesindeki belediye başkanı ne iş yapar 6360 sayılı yasa ile birlikte?
yol yapar, çöp toplar, büyükşehir devrederse, müsaade ederse mezar kazar. başka? ücretsiz otopark bile belirleyemez ilçe belediye başkanı.
başka yok. ne yasa izin verir ne geliri vardır daha büyük şeyler yapmaya.
büyükşehirle uyumlu olmayan ilçe belediye başkanı hayır işleri yapar. muğla'da 4 senedir kıyamet kopuyor. ankarayla çankaya arasında son beş yıl hariç 20 yıldır kıyamet kopuyor.
yetki karmaşası, fonksiyon tartışması gırla.
bahçelinin dediği doğrudur demiyorum ama gerçekte zaten ilçe belediye başkanları işlevsizdir. yozgatın bir ilçesinin belediye başkanıyla çankaya belediye başkanının yetkileri arasında uçurum vardır. mevzuat da, içtihatlar da, mahalli idareler görüşleri de bu minvalde.
sarı öküz 6360 sayılı kanundu. artık eyalet sistemi ya da teklifi solidarist bakış açısıyla tenkit etmek de yersiz bence. bize izlemek düşer.