yalan. aşk dediğin paylaşımdır. platonik aşk dedikleri şey ise kedi ile ciğerci arasındaki muhabbettir. ben aynı yatakta çırılçıplak uyuyup da tenine dokunmadan gözlerine bakabileceğim bir periye hissederim bir şeyler.
kendisinden hoşlandığımı hissedip de bana sırt çeviren bir yosmaya değil.
biliyorum, insanların özgür iradeleri asla ve asla değişmez. kalp güzelliği, iç güzellik, önemli olanın dış görünüş değil iç güzellik hikayeleri... bunların hepsi yetişkinlere anlatılan masallar. beni uyutamıyorlar ama artık. göz kapaklarımı jiletlerle keseli çok oldu.
ben kadınım ile hiçbir sokağını bilmediğim bir şehirde kaybolmak isterim. el tezgahlarında kitaplara bakıp, beraber balık-ekmek yemek. sonrasında bir otel odasında şarap içip dans etmek isterim.
ayrıldığımızda ise o meleği özlemek.
öyle uzaktan uzağa ego tatmini (ya da tatminsizliği) olan duyguların hiçbirisi aşk değildir. iki kişi kavuşamayınca aşk olurmuş. pehhh.
kandırılıyoruz lan. kandırıldık beş milyon yıldır. iki sevgilinin gece boyunca sevgi sözcükleri eşliğinde sevişip de sabah beraber duş alıp, kahvaltı yapmasının tadı hangi duyguda var?
hanginiz bu duyguyu bir kereliğine yaşadınız da gelmiş bu saçma-sapan ego meselesi olan, takıntılı durumu aşk sanırsınız.
yürüyün gidin be. sizin hissettiğiniz aşk değil. elde edememenin kuyruk acısı.
sevişin lan. daha nasıl açık açık söyleyeyim. kokusunu yutun beraber olduğunuz kişinin. teninde öpmedik yer bırakmayan. ama size sırt çevirenlerin peşinde koşup da ömrünüzü heba edip, bu duruma da aşk demeyin.
aşk bu değil. iyi biliyorum. aşk, paylaşmaktır. aynı güne beraber uyanıp, aynı gökyüzünün altında olunduğu için yaratıcıya teşekkür etmektir. başka bir şey değil.
aşk; iki bedenin hem somut anlamda hem de soyut anlamda tek olmasıdır.