olaylara bütünüyle ele almak gerekiyor işler bu haddeye nasıl geldi onlardan bahsedeceğim.
olayların başlangıcı ikiz kulelere saldırıdan(11 eylül) sonra gerçekleşti. dönemin abd başkanı bush olayı duyduğunda ki tepkisi herkes tarafından tartılmış olayı direkt islamofobiyle bağdaştırmış bu saye de istedikleri planı ortaya koymuşlardır. Usame Bin Ladin olayı üstlenmiş bu sayede abd'nin afganistan'a girmesi için bir sebep meydana çıkmıştı.
ardından baba bush'un yaptığını oğlu yapmaya kalkacaktı. ırak'ta balistik füze olduğu söyleniyordu abd tarafından. bu bahane ile ırak topraklarına girip petrole el koyacaklardı. abd'nin istediği bölgede güvenli, güçlü biriyle ırak'ta fiili eylemlerini yapmak istiyor ve istedikleri ülke Türkiye'ydi. dönemin başbakanı abdullah gül "bölge de savaş değil barış yanlısı olma taraftarıyız." dedi. bir takım görüşmeler yapıldıktan sonra abdullah gül ve bir çok akp vekillerinin fikirleri değişmişti. gazeteye röportaj veren yine dönemin akp genel başkanı recep tayyip erdoğan(o sıralar mv. değildi) sınır ötesi operasyona tam destek verdiklerini bildirmiş şu sözleri sarf etmişti "ülkenin çıkarları doğrultusunda arkadaşlarım hareket edecektir." demişti bu da bazı akp tabanında ciddi ayrılığa götürmüştü. dönemin yine meclis başkanı akp milletvekili bülent arınç türkiye'nin sınır ötesinde rol almamasını istiyordu.
Türkiye'ye belli bir miktar para alacağı konuşuluyordu fakat ilker başbuğ kitabında pkk terör örgütünü bitirme konusunda yardım edeceklerini belirttiği de yazıyordu. yani türkiye'nin belli başları nedenleri vardı. mgk net bir şey diyemiyor dönemin genelkurmay başkanı hilmi özkök ise "barış taraftarıyız fakat savaş kaçınılmaz bizimde bu topraklarda olmamız gerekiyor." tarzı sözler söylemiş ve tezkereyi savunmuştu. bu sırada abd her şeye oldu gözüyle bakıp birliklerini türkiye'ye yakın yerde bekletmiş hatta iskenderun limanına gemisini yanaştırmıştı. büyük gün geldiğinde türkiye büyük millet meclisi tarihi oylamaya tanıklık etmiş ve salt çoğunluk sağlanamadığı için tezkere ret edilmişti.
1 mart tezkeresinde aklımızda kalan hadiseler şunlardı;
Türkiye muz cumhuriyeti olmadığını uluslararası mecraya kendini kanıtladı meclis saygınlık kazandı.
2 milyon insanın kanına girmedik ve insan katliamında ellerimize kan değdirmedik.
bugün o tezkere kabul edilseydi ne olurdu nasıl bir halde olurduk meçhul ama bu tezkereden sonra abd türkiye'de ciddi bir operasyon yaptı ve başardı.