doğrul, çığ gibi çökse de cümle gökler tepene
cehennem olup kudursa zemîn, zinhâr düşürme
mübârek sancağı çek, Allah için çek, göndere
kulak ver, şühedâ kefeni dipdiri toprağı dinle
irkil, köklerine dön, dallarını sal ğarîblere
sal, huzûrla yatsın ecdâd, sal, en tekin sipere
habîb için sal, vatan, bilsin ki emîn ellerde
durma, nerde bir yara görsen merhem ol fevkine
dikil, senden de olsa dikil, zulmün üstüne üstüne
yurduna sâhib çıkmayana sâhib çıkacak yoktur
işte islâm kıtası, kahrına taşlar, ne çoktur
yürü, yol yürüyenin, kuşan, pusat giyenindir
kısrak binenin, söz diyenin, erlik erenindir
sen çakıldıkça makber mâzine dar gelecektir
diril, Allah için diril, mazlûmlar mahşerindir
toplayacak cüzleri, hilâlden bir sûra, üfle
dönsün özüne vücûd, uzuvlar, gelsin dile
yapının tuğlaları kaynaşsın tâ temelinden
vaktidir, yetîm ümmet, taşmalı beytinden
yüreklere, mâbedler îmar et ki, yürekten
azmini hiçbir pusu çevirmesin emelinden
ey şehîdoğlu şehîdlere hergün şâhid kesilen
yetmez şehîdoğlu künyen, savul zincirlerinden
sen ki, üç deryâ üzre bir seccâde, anadolum
çınlasın zerrâtında -sâde Rahmân’a kulum-
durumdan değil, safından sorulacaksın, etme
boğazla güdümleri, müslimsen haykır merdâne
nisyandır, tercih zulmeti şerîat kamerine
eğil, ancak rükûda, cân ver, cânânı verme
kıyâmete dek yurdun çiğnensen de çiğnetme
ey Millet-i Muhammed, dön Hakk’ın devletine
dön, Allah için dön, çehreni dînin hükûmetine
silkin, silkinmeyenler seyre pek müstehaktır
davran, değil mâtemler sana rövanşlar yaraşır.