90’lı yılların başına kadar binek araçların motorları halen büyük oranda mekanikti, bir distribütör sırayla bujileri ateşliyor, kranka bağlı bir eksantrik mili en uygun şekilde ayarlanmış olarak silindir içindeki gaz ve eksoz subaplarını açıp kapatıyor, karbüratör otomotiv mühendislerince belirlenmiş en ideal oranda yakıtı havayla karıştırıyordu.
Ancak formula 1 ile çoğu şey değişti. Değişik karakterdeki pistlere göre farklı karakterde motor ihtiyaçları ortaya çıktı. Bir motorda ideal ateşleme, tork, eksoz, gaz oranını artık manuel olarak ayarlamıyorlardı. Sıralama turları verilerine göre olması gereken değerler bilgisayar verileriyle sisteme giriliyor böylece motor ayarları kolayca değişebiiliyordu.
2000’li yıllara gelindiğinde otomobil motorları mekaniklikten elektronikliğe evrilmeye başladı. Yani artık hareketli bir parçanın başka bir parçaya devinim kazandırması için fizik bilimi gereği lazım olan dişli, mil, kasnak gibi parçaların yerini sensörler almaya başladı, bu devinimi artırmak veya azaltmak için bir dişliyi değiştirmek yerine hooooop aracın beyni bilgisayara bağlanıyor ve sanki bir fotoğrafın parlaklığı artırılıp azaltılıyor gibi ayar çekiliyordu.
Bu teknoloji binek araçlara da uygulandığında şöyle bir problem çıkıyordu. Bu veriler uzun mühendislik mesaileri sonucu tespit edilmiş en uygun değerlerdi. Bu ayarlar değiştirildiğinde aracın son sürati devirlenmesi artırılabilse de yakıt tüketimi, eksoz emisyon değerleri filan da artacaktı. Hadi yakıt tüketimi ve doğaya salınan zehirli gazlar modifiye tutkunlarınca önemsiz konular diyelim. Ancak standart motor parçalarının belirli bir sıcaklık, devir ve basınca kadar dayanması mümkün(performans versiyonlarıyla değiştirilmediği sürece)
Ayrıca bu setup olayı her babayiğidin harcı da değil, her bir devir aralığında kullanıcıyı tatmin edebilecek çok karmaşık ayarlamalar yapabilmek lazım. Bunlar sanayide ve hatta yetkili serviste ahmet, mehmet ustanın yapacağı şeyler değil. Ha belki CHip tunningden sonra gaza basınca koltuğa yapışma hissini Yaşar, belki aracının son sürati 180’den 210’a kadar yükselir ama saçma sapan yerlerde hararet ikazıyla, motor arıza lambasıyla filan karşılaşır, yakıt tüketimi 5 litreden 10 litreye çıkar, Rölantide istop eder filan.
Sözün özü a noktasından b noktasına sike sike belli bir hızı geçmeden gideceksin diye dayatılan cennet ülkem Türkiye’de gereksiz. Ha sen Venezuela’da yaşıyorsundur bi tadelleyle bi depo benzin alıyorsundur orada yaptır tabi. Yakışır karşime.