üniversiteler gerçek bir hormon yuvasıdır. özellikle yeni katılan gençler bu kadar nüfusu bir arada görmenin etkisiyle devamlı sapıtıyorlar. günümüz üniversitelerinde öğrencilerin merkezî düşünceleri genel olarak bel altına yoğunlaşmış durumda. işin acı tarafı da bu düşünceleri içlerinde yaşamayıp her gördüğüne gidip yazılarak giderme derdindeler. yüzsüzlük, lakaytlık, karaktersizlik, onursuzluk hat safhada. bigün birine yazıp reddi yiyen aynı günün akşamı 3 kişiye daha yazabiliyor. birinden ayrılan 2 gün geçmeden koluna yenisini takıyor. hepsinin derdi hayatımda biri olmalı, mutlaka ama mutlaka biriyle beraber olmalıyımdan ibaret. tek başlarına vasıf sahibi olduklarını düşünmüyorlar çünkü, yalnızken bir hiçler adeta. bu sebeple bu yüzyılda üniversiteden mezun olacak kişilerden pek bi performans ummayın, %70 i işsiz sürüsüne katılacak ve fast food şirketlerinde asgari ücretle çalışacak, o da olmazsa gidip intihar edecekler.