olmayan tuzu kuruluktur. köyde doğdum, büyüdüm ama gel gör ki bahsi yapılan devlet avantalarından yada sahtekarlıklardan faydalanamadık, köy halkı olarak faydalanamadık. boşuna şehir dışında ikamet etmiyoruz.
devletin sözde hayvancılık ve tarım için bol avantajlı uygulamaları var lakin devletin koştuğu şartlar imkan dahilinde olacak iş değil. sana hayvancılık yap şu kadar destek veriyorum diyor, buna karşın senden istediği şartlar bunu imkansız kılıyor. yine tarlanda şu ürünü ek diyor ama sana absürt oranda arazi sahibi olma koşulu koşuyor. 500 dönüm, 1000 dönüm gibi.
2b arazilerini açıp tarla yapıp devlet mülküne çökmeye gelince adama kıçıyla gülerler. ilçede en az 15 mahallenin, yine en az 500 hanenin ve yine en az 10000 dönüm arazinin mahkemelik olduğunu biliyorum. bizim de bizzat 10 dönim arazimiz bu davaya dahil oldu. uyanık bir vakfın hak sahipleri tarafınca yıllardır süren mahkeme süreçleri. bu 500 hane de ortalama 100 yıldır buralarda ikamet etmektedir. devlet çıkıpta bu adamlar kaç nesildir burada, bu araziler bu insanların mülküdür demiyor.
15 mahallelik, 3000 nüfuslu muhtarlıkta geçimini tamamıyla tarım ve hayvancılığa bağlı 1 hane var. 30-40 baş büyük baş, 100-150 baş küçük baş hayvanla, 50 dönüm ekili alanla, 100 dönüm de otlak alanla idare eden bir hane. bu otlak alan da devlet hazinesi, yayla denebilecek alanlar.
köylülerin rahat bir yaşam sürdüğü falan yok. şehir hayatında kendini adayabileceği bir iş kolu bulduysa gider şehirde çalışır, yaşar, hayatını idame eder. bunu yapamazsa da açlıktan ölmez ama yokluk ve sefalet içinde yaşar.