derin, duyarlı, saf şiir, çok özel bir ruh.
iş bankası kültür yayınları hasan ali yücel klasikler dizisi'nde basılan bütün öyküleri, katıksız mutluluk , bliss özgün adıyla 873 sayfalık bir şiir ve duyarlılık okyanusu. mesela; ruhsal durum adlı öyküyü okurken hatta her satırda o yoğun duyarlılığı yaşarken zaman ve mekan öyle değişiyor ki insan kendini bir anda o hikayenin içinde buluyor; her ayrıntı ve duyguyu hem kadın hem erkek hem her nesne olarak hissedip, soluyarak. katıksız mutluluk öyküsünde ise derin ve coşkun duyarlılıklar ile süzülüyor hayatın absürd ve bir o kadar da sahici katmanları. hem kıvrak bir zeka hem derin bir iç görü ile yaşamak'ın, insanlık hallerinin bin bir halini gösterip, hissettiriyor ki, kah iguazu olup çağlıyor kah himalayalar'da kar tanesi olup üşütüyor kah amazonlar'dan yükselen bir yağmur damlası olup yağıyor en kuytu karanlıklara hem de en korkusuz, en kaşif heyecanlarla. iyi ki var olmuş katherine mansfield ...
wim mertens'ın the fosse'si fonda çalıyor sanki aşağıdaki mansfield şiirini ruhta okurken.
''uzaklarda, sanki tembel tembel, bitkinlik içinde uçuyordu martılar. bir dalgaların üstüne konuyorlar, bir yağmurlu havada kanat çırpıyorlar, solgun gökyüzüne karşı incinin içindeki ışıklar gibi parıldıyorlardı. üşümüş ve yapayalnız görünüyorlardı. biz geçip gittikten sonra nasıl da yalnız olacak burası diye düşündü. dalgalardan, şu kuşlardan, yağan yağmurdan başka hiçbir şey kalmayacak.
boylu boyunca iri yağmur damlalarının titreştiği pas lekeli parmaklıkların arasından gözlerini dikip baktı, sonra ansızın göz kapaklarını kapadı. sanki içinden uyaran ses, ''bakma!'' demiş gibiydi.
ama ansızın gözlerini açtı ve yeniden baktı. yapayalnız kuşlar, yükselen sular, beyaz solgun gökyüzü -nasıl değişmişlerdi?
uzaklarda, gökyüzüyle suyun arasında bir varlık duruyormuş gibi geldi ona; çok ıssızlıkta bırakılmış, özlem çeken biri geçip gidişlerini izliyor, durdurmak ister gibi haykırıyordu.''
katherine mansfield- katıksız mutluluk; altı yıl sonra