Çünkü yer çekimi, gündelik deneyimlerle zaten bilinen bir şeydir. Önemli olan onu bir formülle yazabilmektir. Bunun içine fizik biliminin gelişmiş olması gerekir.
Örneğin, hız ile ilgili pek çok şeyin, mantıksal ifadesini aristo bulmuştur. Örneğin, bir nesne eğer engel olmazsa sonsuza kadar gider, ifadesi galileo'dan önce aristo tarafından söylenmiştir. ama bu durumun formülünü, sürtünmesiz ortamgibi bir sabiti ortaya koyan gelileo olmuştur. Kimse de kalkıp, bunu aristo söylemişti zaten dememiştir.
ya da ben buraya "uzayda hayat var' diye yazıp, olasılık hesabına göre yazarsam bu sadece iddia olur. Ne zaman ki bilim buna uygun keşif yapar işte o zaman keşif olur.
Kimse de, "ulan bak uzayda hayat olduğunu bilim adamları buldu ama kahvedovucusununhinkdeyicisi bunu zamanında söylemişti" demez.
Sanırım batının geliştirdiği her bilimsel adımın, "islam kültürü bunu zaten bulmuştu" ezikliğinin kökeninde, düşünme biçimi yattığı anlaşılır umarım.
Sadece islam kültürü değil, pek çok kültür, bugün bilimin yeni ifade edebildiği durumlar hakkında söz söylemiştir. Ancak bilim söz söylemek değil, durumu her zaman uygulanabilir biçimde deney ve gözlem yoluyla sunmak demektir. Böyle olunca bir uçağı havalandırmak için gerekli sabit bilgi elinizde olup, her uçuş öncesi "ulan bu uçak nasıl uçardı" diye düşünmeden, uçuşu daha farklı kılmak için kafa patlatırsınız.
Aksi halde sözleriniz "semada yankılanan hoş bir seda" olur.