taze yaşanmış bizzat kendimden olan iki günlük itiraflarımı paylaşmak istiyorum. dün ve bugün yaşadıklarım eğer kendinizi ifade edemezseniz filmlerde ki senaryolar başınıza gelebilir dedirtti adeta. dün babamın da içinde olduğu arabada kaza yaptım. çok küçük bir göçükte olsa arabanın arka kapısı için kaportacı gerekiyor. böyle sakin anlattığıma bakmayın, dünden beri kendimi yiyip bitiriyorum. kaza benim yüzümden oldu zaten. baba sözü dinlemeyip, şehir içi ışıklarında hem de istanbul gibi lanet bir yerde gündüz vakti şerit değiştirdim hiç sebep yokken. ve sonucunda arka kapının köşesi kaportacılık oldu. sebebi neydi ki diye güldüğümüz video başımıza geldi trafikte resmen. sıyrık verdiğim araba da okul servisiydi. allah'tan abi iyi biri çıktı da tutanak tutturmadı. bir meblağ ücret verip konuyu kapattık. konu kapanmadı tabii esasında ben yerin dibine girdim. babama destek olacağım diye çırpındığım yerde yine benim hatam sonucu zarar verdim. kazanın ötesinde benim inadım yüzünden olduğu için azarlandım haliyle bu yaşımda. sonra içlendim, babama zararım dokunduğu için ağladım yanında. ve de hatalı olduğum için. babama borçlu çıktığıma mı yanayım, zarar olduğuma mı yanayım bilemedim dünden beri. yine de babam fazla kızmadı. illa kızmak mı gerekir sana derken bile yufka yüreğini yansıtıyordu.
neyse ertesi sabah oldu yani bu sabah. ben bilgisayar programcılığı kursu için sabah 8'de yola çıktım. esasında arabayı almaya psikolojim el vermedi ama almazsam babam bu sefer niye almadın diye söylenirdi. dünden kalan kafa dalgınlığı ile cüzdanımı ve telefonumu evde unuttuğum kurs yerine gelince aklıma geldi. tabii ben derse yoğunlaşırken aklımın ucuna bile gelmeyeceğini düşünerek bizimkiler evde per perişan olmuş. babam, anneme söylemiş dün böyle böyle oldu. bu çocuk dünden beri çok üzüldü diye. telefonu almayışım, cüzdanımı almayışım telaşlandırmış babamı. annem şaşkın mı. bey sen böyle telaşlanmazdın diye. ben salak da hiç aklıma gelmiyor bir arkadaşın telefonundan evi aramak. öğleye kadar saatlerce için içini yemiş babamın. tabi bunları eve gelince babamın bana sarılarak ağlamasından sonra öğreniyorum. o sırada tabi ki bende duygusallaştım. şu 2 günde resmen kilo verdiğimi bünyem hissetti üzüntüden. allah uyarı mı veriyor bana diye düşünüp duruyorum. ama şu gerçek başka bir şey. bu dünyada aile kadar önemli bir şey yok hayatta. vallahi de yok.